Tepetaklak yaşıyorduk bu hayatı Hayaletler, örümcekler ve biz Kendimize verilenle yetiniyorduk Kandırdılar ama en baştan beri Sözde meyvesiydik yüce bir aşkın Mandalina bile daha faydalı insanlığa Ne zaman üşütsek portakal yedirdiler bize Ne zaman bir şey aksa beynimizden ayaklarımıza Çevirdiler hiç acımadan öteki tarafa Tepetaklak değil ama Onu biz istedik, öyle yaşamayı Yarışa başlayan peygamber böcekleri gibi Koşmaya şartlanmıştık sadece Yaşamak yetermiş oysa, bilmiyorduk Bir şeyler akıyordu içimizde Yukarıdan aşağı, aşağıdan yukarı Dönüyorduk deli gibi bir o yana bir bu yana Bir daha bırakmayacağını düşünüyorduk En sevimli bizdik çünkü, En hayalet, en örümcek, en tepetaklak Onu tarih yazıyorsa Bizi de şarkılar söyleyecekti Öyle sanıyorduk o zamanlar Yeterince derin değilmişiz oysa Her şey bıraktı gitti yanımızdan Örümcekler gitti, hayaletler gitti Turunçgiller bile terk etti bizi Bir umut baktık O'na Hiç bir zaman sizi sevdiğimi söylemedim dedi Evet, bize hiç söylememişti Tamam dedik olanca tepetaklaklığımızla O gitti, biz bile gittik Ben kaldım sadece Tepetaklak ve yalnız