Perşembelerin İnsan Hayatındaki Yeri

Dışarı atılıyorum isteksizce Yangın yeri bir dünyaya Güneş saldırıyor önce Perşembe, sonra, yapıyor dansını Tüm başlangıçlar ve bitişlerde Aşk ve diğer burjuva oluşumlarda Tüm yükselişlerde ve suçlanışlarda 3 kez ve bir kere daha kurtarılışlarda Belki de pazartesi sabahı Liverpool'da Unuttuğum -denediğim- günlerle Üstünü çizdiğim- yalan söylediğim- anlarda Gittiğim her deniz, yattığım her şehirde Zamanın dışımda… Continue reading Perşembelerin İnsan Hayatındaki Yeri

Duvar Yazıları – 6

Boş kalan perşembe gecelerini sevmeyen insanları seviyorum gibime geliyor. O insanlar hesap soramıyor belki ama duvarın yokluğundan içleri acıyor biraz. Alışmışlar duvarlara. Duvarların olmadığı bir dünya düşünemiyorlar. Madem duvar olacak çevremde, alıştığım duvarlar olsun da içinden geçmeye çalışayım diyorlar. Bilmiyorlar oysa, özellikle böyle oluyor bu duvarlar, Poe hikayesi gibi içine hapsoluyorlar duvarın. O zaman duvarın… Continue reading Duvar Yazıları – 6

Duvar yazıları – 5

Farklı bir dünyada yaşasaydık; duvarları olmayan, her şeyin gerçekten mümkün olabildiği ve kar, yağmur gibi şeylerin herkese aynı şeyleri ifade ettiği, perşembelerin önemi olmazdı. Ama bugün perşembe ve yapacak bir şey yok. Dünya yuvarlak, portakal gibi. Hayat kendisini at yarışına benzeten insanların kontrolü altında. Bilim kurgulara bile seçilememiş, yedek figüranlarız onların gözünde. Kullanıyorlar istedikleri gibi.… Continue reading Duvar yazıları – 5