Eli Kolu Bağlanmış

Geniş bir nehrin ortasında Elim kolum bağlanmış Karanlık her yer Ben göremiyorum ya da kimse yok Ailem Sevdiklerim Beni uzaktan tanıyanlar Sevmeyenler daha çok Gitmiş hepsi Yıldızlar var ama Yıldızları görüyorum Ay bir de, tabak gibi diyorlar ya Hepimiz bir yerinden hayatı Kendimize, şahsımıza, güruhumuza özel Bir yerlerinden kemiriyoruzx Farkettirmemeye çalışarak Bir gün bitiriceğimize inanarak… Continue reading Eli Kolu Bağlanmış

Gerçekte Yaşanmadı

Tebrikler, yeni bir hayat kazandınız Makinelerin ve köprülerin şahitliğinde Başka bir zaman ve başka bir yerde Belki de buz gibi bir okyanusta Cennete yakın, cehennemin dibinde Bugün, yarın, dört gün önce Baharatla dolu bir prenslik Ya da gözleri açık bir yolda Köşedeki boya dükkanında Rüyanızdaki o kırmızı bankta Televizyondaki o kanlı parkta Su birikintisinde yüzen… Continue reading Gerçekte Yaşanmadı

Cehenneme Övgü- Gündüz Vassaf

“Cehenneme Övgü- Gündelik Hayatta Totalitarizm” ya da İngilizce ismiyle “Kendimizin Tutsakları” 22 yıllık bir kitap. Hayatım boyunca bir çok defalar gerek alıntılarıyla, gerekse övgüleriyle karşılaştım Gündüz Vassaf’ın bu eseriyle. Okumak ama bu dönemde fırsat oldu. Gündüz Vassaf’ın hayatı zaten yazarın künyesinde yazıyor. Boğaziçi Üniversitesinde öğretim üyesiyken 12 Eylül’den sonra istifa ederek ülkeden ayrılmış bir Psikolog… Continue reading Cehenneme Övgü- Gündüz Vassaf

Kurt Vonnegut – Mezbaha No:5

Mezbaha No:5, 20 Yüzyıl Amerikan edebiyatının en başarılı isimlerinden biri olan Kurt Vonnegut’un en bilinen, en çok satan romanı. 1000 Kitapta 360 kişi okumuş yaklaşık 190 sayfalık bu romanı. 60-70 binlerin okuduğu Zweig kitaplarıyla karşılaştırınca az geliyor biraz insana. Çeşitli nedenler vardır elbette, pahalı olabilir kitapları telif ücretinden dolayı, ya da Amerikan Edebiyatına olan önyargıyı… Continue reading Kurt Vonnegut – Mezbaha No:5

Yanlış Okumalar – Umberto Eco

Zor bir kitap yanlış okumalar. Eco’nun 1950-60lı yıllarda Il Verri (Yaban Domuzları) edebiyat dergisinde yazdığı yazılardan derlenmiş önsözde de bahsettiği gibi. Önsöz de yazılar gibi eğlenceli, güzel bir insan Eco- putlaştırmıyor edebiyatı günümüzün, ülkemizin çoğu otoritesinin aksine. Okurken iki üç satırda bir gülümsüyorsunuz doğal olarak. Peki neden zor, o konuya geleyim içeriğe geçmeden önce. Önsözde… Continue reading Yanlış Okumalar – Umberto Eco

Klasikleri Niçin Okumalı – Italo Calvino

Öncelikle Calvino'nun oturup en sevdiği yazarların neden okunması gerektiğini açıkladığı bir kitap yazmadığını belirteyim. Bu kitap yazarın ölümünden sonra eski yazılarından yaptığı bir derleme. Kitabın ismi de ilk yazıdan geliyor. Bir derginin dönemin önde gelen İtalyan yazarlarına sorduğu bu soruya Calvino'nun verdiği cevap kitabın en akılda kalıcı yeri. Burada "Klasik Nedir?" sorusunu bolca cevaplamış yazar.… Continue reading Klasikleri Niçin Okumalı – Italo Calvino

Karnağız – Gabino Iglesias

Karnağız (karın+ağız) Ayrıksı Kitap'ın bizarro serisinden çıkardığı ilk kitabı. Goodreads'de "Coyote Songs" ın yazarı olarak geçen bizim ise hiç tanımadığımız Gabino Iglesias'ın saçma bir kitabı bu. Bizarro edebiyat için Wikipedia'da "Sadece garip olmaya çalışmayan, ama aynı zamanda dikkat çekici, düşüncelerimizi provoke eden ve en önemlisi okuması keyif veren bir tür" olarak geçiyor. Eğer bir kitap… Continue reading Karnağız – Gabino Iglesias

Geceyarısı Çocukları- Salman Rüşdi

Okumaya nasıl başladınız ya da insan niye okur benzeri bir soru sormuştum 1-2 yıl önce 100kitapta. Anket linçine kurban gitmemiştim neyse ki. Arada; bir şeyler öğrenmek, gerçeği bulmak, kendini anlamak, ruhu doyurmak gibi cevaplar çıksa da, bulunduğumuz dünyadan kaçarak başka bir şey keşfetmek arzusu da bolca vardı cevaplarda. Evet, tekdüze hayatlarımızın içinde kaçabileceğimiz dünyalar arıyoruz… Continue reading Geceyarısı Çocukları- Salman Rüşdi

49 Numaralı Parçanın Nidası – Thomas Pynchon

Thomas Pynchon ülkemizde fazla bilinmese de Amerika’da ve tüm dünyada oldukça fanatikleri olan bir yazar. Kült seviyesine uğraşmış neredeyse. Gerçi bunda münzevi hayatı yaşaması ve bilinen son fotoğrafının 1940’ların sonunda çekilmesi gibi magazinsel şeyler de var. (Geçen yıllarda yakalanmış galiba nihayet paparazzilere -80 yaşındaki adamı ne yapacaklarsa:) Ama esas özelliği yoğun ve karışık kitaplar yazması.… Continue reading 49 Numaralı Parçanın Nidası – Thomas Pynchon

Deniz Feneri – Virginia Woolf

Sembollerle dolu bunaltıcı bir kitap. Aynı zamanda tam bir sanat eseri. Vivaldi’nin Dört Mevsimi’ni dinlemek gibi belki de. Sadece üç bölüm var ama burada. İlki “Pencere”, giriş bölümü . Giriş dediysem öyle giriş gelişme sonuç gibi değil. Kitabın en uzun bölümü: 19 uzun/kısa (en kısası 3 satır) kısımdan oluşuyor. Ziyaretçileriyle beraber kalabalık bir ailenin adalardaki… Continue reading Deniz Feneri – Virginia Woolf