Perşembeli Başka Bir Şiir

Günlerden perşembe oldu bugün Aylardan Kasım daha Ağaçlar yapraksız, şiirler mısrasız Ben sensiz kalalı çok olmadı Saat geceyarısını az geçe Ben güz diye bir şarkı dinliyor Ve seni düşünüyorum hala Geç kalmış bir ayın geç saatlerinde Daha fazla geç kalmamak için Aramıyorum seni bugün de Daha fazla ağlamamak için Söylemiyorum seni sevdiğimi Cemal Süreya gibi… Continue reading Perşembeli Başka Bir Şiir

Son Defa

Son defa oldu her şey bu akşam Son defa terkettin beni çaresizce Ne yaptığını bilmiyorum artık Nasıl hissettiğini de Son defa genç hissettim kendimi Seni düşündüğüm zaman Ve son defa olabildiğince anlamsız Son defa lanet okudum tanrılarına Sana inandım son defa yine de Ruhumu son defa tükettim senin için Sigaramı son defa bitirdim yalnız Kırık… Continue reading Son Defa

Bir Gün Anladığını Sanırsın

Anlamaz insan aslında Anladığını sanır sadece Olan biten, geçen gideni Sevip terkeden, sevmeden yaşayan Can yakan, anlamsızca çevrende dolaşan Olmasını istediğin halde farklı nefes alan Sessiz haykırışlarını Ya da sadece neden yalnız kaldığını Anladığını sanırsın sadece Etrafındaki duvarları örenleri tanıdığını Gözyaşlarını duyanların bağışladığını sanırsın Etrafına boş gözlerle bakarken bşir gün Ümit Yaşar okur ve Her… Continue reading Bir Gün Anladığını Sanırsın

Güneşle Giden

Döşemelik kumaşların daha yeni başladığı zamanlardı Her adımını özenle ve deliksiz başlıklarla saydığım İsa geldi ve ol dedi arkamdaki binlerce anahtara Şarkı söylemeye başladık onca itiraza rağmen hepimiz Paris savaştan yeni çıkmış üzgün ve bekar Asgaard nereden bulaştıysa baştan kokuyor en azından Gözlerimizin önünde eriyen gençliğinden eser yok Hiç biri, kimse gibi birisinin etkisinde kalmamış… Continue reading Güneşle Giden

Bugün Perşembe

Bugün perşembe Bir şeyler olması lazım belki Eskiden olduğu gibi Güzel bir şeyler hissetmem lazım Kader, aptallık, ne denirse densin Ne istediğini bilememek bile olabilir Şımarıklık ya da Ama bugün perşembe Ve ben aynıyım dünle Aynı gökyüzüne bakıyorum Aynı zamanda kapanıyor gözlerim En az dünkü kadar ölüyüm yine En az dünkü kadar yalnız Artık istemiyorum… Continue reading Bugün Perşembe

Susmak Lazım Ara Sıra

Bazen bir an geliyor hiçbir şey söyleyemiyor insan, insan olduğunun, güçsüz olduğunun farkına varıyor acımasızca. Dünyadaki her şey dönüyor etrafında, o duruyor ama. Basit birisi olduğunu anlıyor eninde sonunda. Bunların daha güzel günleri olduğunun bile bilincinde artık. Her şeyin her zaman kötüye gittiğinin olduğu gibi. Fibonacci sayıları gibi tüm hayat. Katlanarak büyüyor sorunlarımız, tahmin edilir… Continue reading Susmak Lazım Ara Sıra

Sıcak ve Issız

Saatlerce sıcak ve ıssız Sadece kendisine ayrılmış gibi Farkında mucizeleri alamayacağının Bekliyor ama umudunu kaybetmeden Bozmuyor moralini herşeye rağmen Orada hala avcı, arayan gözleri Sıcak ama pes etmemiş daha Tek bir ışık yeterli bekleyenlere İkisi de vermiyor ama Hareketsiz geçen saatler Sıcak ve yalnız Yüzyılların ataleti gibi Olmamalı belki diye düşünüyor avcı Teslim olmam gerek… Continue reading Sıcak ve Issız

Güzel Bir Şey Olsa

Güzel bir şey olsa keşke Hiç ummadığın bir anda, Olmayacak bir şey belki. Benzer hayatlar yaşıyorken herkesle, Kötüye gidiyorken yaşamlar, Olması gerektiği gibi hep, Senin orada, benim burada Güzel bir şey olsa değiştiren her şeyi. Tamam, sadece küçük şeyleri, Belki uğurlu bir taş yüzünden Henüz kaybedemediğim, Belki de telaşlı bir rüzgar Batıdan esen edepsizce Seni… Continue reading Güzel Bir Şey Olsa

Saçma Sapan Şeyler- Ölmeden Önce…/666

Uzun bir ara verdiğimiz 1001 serisinin yeni bölümüne hoş geldiniz. Fark ettiğiniz gibi bu günkü sayımız 666. Hayır Cadılar Bayramıyla bir alakası yok, Aleister Crowley hayranı filan da değilim. Iron Maiden bir parça, ama onunla da ilgisi yok. Aklıma gelen güzel bir sayı sadece – iki yönden de aynı şekilde okunabilen. Tabi 666'ya palindrome demek,… Continue reading Saçma Sapan Şeyler- Ölmeden Önce…/666