Senden bir kaç ışık yılı uzakta Yalnız bir gezegenin yalnız bir odasında Yıkılmadığını iddia eden bir ruh dolaşıyor Son kalan gücüyle ortada Yüzü yanarken bittiğini söylüyor her şeyin Kuşlar gibi bir parça ama, vazgeçemiyor hiç Beyaz elbiseli adam tekrarlasa da sürekli Kehanetlere inanmıyor o artık, bırakmış. Deli gibi dolaşıyor etrafta sadece Seni sayıklıyor, tüm tarihini Gece henüz genç, ayyaşlar diri daha Nefret etmeye başlamadığın günleri düşünüyor Daha yedi saat olmamış, ya da on beş gün. Hala aynı kırmızı ayın hayali bıraktığınız. Hayal kuruyor musun peki hala? İnanıyor musun iyi insanların olduğuna? Bir şeyler yapması gerek sanki, Kahramanlık ya da aptallık, sırf hissedesin diye Zor çünkü yalnız kalmaya alışmak, Öyle olmadığına inandırsan da kendini. Yeni bir şehirde yaşamalı belki de. Gizemli ama dağınık, unutmak için en iyisi Niye gülüyosun peki orada O unuttuğun kayıp ruh sürekli kararırken.? Yağmur yağıyor sonra, her şey temizleniyor , Dulcinae'lar birer birer eriyor. Bir balık, palyaço balığı ayağını ısırıp uyandırıyor Bir şeyler hatırlar gibi oluyorsun gözlerini açınca Gerek yok ama, bitti en uzun gece İncitecek bir şey kalmadı seni Huzurlu yaşamına geri dönebilirsin artık Uzaklarda, bir kaç ışık yılı ötede, Bir kuyruklu yıldız düşüyor denize çaresizce. Fark etmiyorsun