Duvar Yazıları – 33

Duvarcı kaldığı yerden çıktı, duvarının yanına gitti. İşine başlamadan önce kulaklığını taktı, dinleyecek bir şeyler açtı. Elektronik değil, ama klavye ile kemanın uyumunu seviyordu. Yok elektroniği de sevdiği zamanlar vardı. O eski güzel zamanlar. Duvarına henüz başladığı yıllar. O  günlerde kemancıların damda, müzik de henüz dünya üzerindeydi. Her önüne gelen bir şeyler çıkarmaya çalışmazdı. Çoğu… Continue reading Duvar Yazıları – 33

Duvar Yazıları – 32

Tek ihtiyacımız olan bir parça tuğla. Duvarcı bilindik şarkıları kendine göre çevirmeyi çok severdi. Şarkı dinlemeye nasıl başladığını daha önceden biliyorsunuz herhalde. Son zamanda bayağı fazla şey dinlemişti. En son sympathy diye bir şey öğrenmişti  rare earth'den. King crimson'un epitaph ı ile karıştırıyordu ama bu sempatiydi. Sadece diğer insanlar hakkında sempati duymak. Belki dünyanın diğer… Continue reading Duvar Yazıları – 32

Duvar Yazıları – 31

Duvarcı o akşam yatağından kalkamadı kolay kolay, bir şeyler vardı kafasında. Ödevini yapmayı unutan öğrenciler gibi duvarına gitmek istemiyordu o akşam. Böyle birisi değildi normalde duvarcı, her gün aynı saatte kalkıp giderdi ve örmeye devam ederdi duvarını. Her ne kadar son zamanlardaki kötü arkadaşlıklar bir parça etkilese ya da alt üst etse de onu, hiç… Continue reading Duvar Yazıları – 31

Bilinmeyen Bir Şey – 27

GÜNÜMÜZ      Sen benim evimsin demişti aradığında S. En huzur bulduğum yerim. Ben evde huzur bulan birisi değilim. Dışarı çıkmayı severim. Öyle doğa yürüyüşü filan değil ama. Özellikle insanların içinde yürümeyi. Mamağın duman kokulu sokaklarında, ya da Ulustaki o insan güruhunda. Oralar rahatlatıyor beynimi. Acelem yokmuş gibi yavaşça yürüyorum. İnsanlar kıllanıyorlar bana haliyle suratlarına bakınca… Continue reading Bilinmeyen Bir Şey – 27

Duvar Yazıları – 30

Uzun büyük duvarlar yaptığı günler eskide kalmıştı. Artık bütçe fazla değildi. Bölmek zorundaydı her şeyi. Küçük sade şeyler yapıyordu. Kendine bir şey ifade etmeyen şeyler. Dünyadaki herkes böyle mi acaba diye çok düşünmüştü bir zamanlar. Sonra bunu anlamak için dolaşmaya başladı tüm dünyayı. Tüm dünyadaki duvarcıları görmek istiyordu. Herkes nasıl şeyler yapıyordu? Avrupada genel olarak… Continue reading Duvar Yazıları – 30

Bilinmeyen Bir Şey – 26

11 GÜN ÖNCE ------------------------ Kız Ankara'nın karanlık sabahında apartmanın kapısından çıktı. Bileğinde altları birleşik çift üçgenli dövmesi görünüyordu. Etrafında kendisine yiyecekmiş gibi bakan insanlara aldırmadan kulaklıklarını taktı. Spottify'daki en üsteki parçayı açtı. Atan bir kalbin yardımıyla karanlıkta yolumu bulmaya çalışıyorum. İsveç'teki günlerini hatırladı. Normal bir yaşam sürdüğü günleri. Niye gelmişti ki bu salak şehre? İstanbul… Continue reading Bilinmeyen Bir Şey – 26

Bilinmeyen Bir Şey- 25

GÜNÜMÜZ     Dün isim verdim yeni yaşayacağım hayata, herkesin yapması gerek bence. Selçuk olacak bundan sonra ismi. Neden öyle bilmiyorum , sadece vermek istedim, Selçuklularla ilgisi yok. En azından Büyük Selçuklularla, Anadolu belki. Oldum olası severim Anadoluyu, üstünde yaşayanlardan bağımsız olarak. Doğusu batısı kuzeyi,ortası ve güneyi bu kadar farklı insanlardan oluşan başka bir kara parçası… Continue reading Bilinmeyen Bir Şey- 25

Bilinmeyen Bir Şey – 24

11 GÜN ÖNCE     Sümer gözlerini açtı. Her sabah gibi tavanın köşesindeki siyah nokta yine rahatsız etti. Hiçbir şey değişmiyordu. Perdeyi açtı. Yağmur yağıyordu, güneş de vardı ama. Hava garip bir turuncuya bürünmüştü. Birkaç gündür garip şeyler olduğunu neden sonra fark etti. Sonra da umursamadı her türk insanı gibi. “Daha kötü ne olabilir “ ile… Continue reading Bilinmeyen Bir Şey – 24

Bilinmeyen Bir Şey – 23

GÜNÜMÜZ     Peş peşe gelen eksik aksak yedi tane cüceyi düşünün bir, hepimize keyif verir başta, çünkü öyle şartlanmışız Pavlov'un köpeği gibi. Oysa onların içi dünyalarına girebilsek bir, pamuk prenses öncesi ve sonrası nasıl fırtınalar yaşadıklarını görsek, emimin arkamıza bile bakmadan kaçarız pembe dizi bağımlısı değilsek. Hatırlıyorum ben de şirin babaya karşı ayaklanmayı başlatacak obur… Continue reading Bilinmeyen Bir Şey – 23

Bilinmeyen Bir Şey – 22

12 GÜN ÖNCE      Türkiye hakkında binlerce kitap okumuş , film seyretmişti . Ama Esenboğa havaalanına indiğinde herşey değişmişti. Farklı bir ülkeydi burası gerçekten, ABD ile alakası yoktu. Yok, mağaza kıyafetler filan değil, farklılık hissi vardı. insanların yüzleri farklıydı en başta. Amerikada genelde yabancıların tekelinde olan taksicilik burda gözde bir meslekti mesela. Kendisi binmeyeceğini anlatana… Continue reading Bilinmeyen Bir Şey – 22