Inferno-3 (Demek İlahi Komedya’yı da Okumaya Niyetlendin!)

Benden önce her şey sonsuzdu;
sonsuza dek süreceğim ben de.
İçeri girenler, dışarıda bırakın her umudu

Merhabalar, İtalyancadan Türkçeye geçebildim nihayet epigraflarda. Böyle kantoların  temalarına uygun üçlüklerle devam etmek daha iyi olacak sanki. Nihayet gelebildik cehenneme. Kapıda yazanlar- son kısmı-  yukarıda, hemen hepinizin bildiği “abandon ya all hopes” kısmı. Tabii, cehenneme girerken umutlarını bırakmalı insan kutuya.

Evet, 3. Kanto da ilk kanto gibi 44 üçlük +  1 dörtlükten oluşmakta. İkilimiz nihayet cehennemin girişine gelmiş. O yüzden belki diğer iki kantoyu İlahi Komedyaya bir giriş olarak, bunu ise Inferno’ya bir giriş olarak düşünebiliriz.  Dante kanto boyunca Cehennemle karşılaşmanın dehşeti içinde, yaşayan bir ruh olarak cehenneme gitsek biz de öyle olurduk herhalde.  Omzunu dayadığı iki unsuru da kullanıyor metin içinde Dante. Eski ahitin yanı sıra mitolojik öğelerle de renklendiriyor bir şekilde anlatımını. Acheron, Charon hep Yunan ve Roma mitolojisinde kullanılmış unsurlar. Zaten bölüm boyunca Aeneas’ın cehenneme girişi ile ilgili göndermeler de var epey.

Karakterler: Dante – Vergilius – Charon 

Kısa Özet:  Dediğim gibi Cehennemin kapısına geliyor Vergilius ile Dante. Burada tanıtıcı ve korkutucu bir yazı var,  “Burası Cehennem, buradan çıkış yok”vari bir şey.  Korkuyor tabii Dante ama Vergilius rahatlatıyor bir şekilde onu, sen izleyicisin sadece diyor. Neyse giriyorlar içeri. Burası giriş kısmı daha ama her yerden çığlıklar, inlemeler duyuyor Dante.  Gözleri yaşarıp, bunların ne olduklarını soruyor Vergilius’a. O da dünyada ne günah ne sevap işleyenler, etliye sütlüye karışmayanlar burada duruyor diyor, bir de Tanrı ile Şeytan arasındaki savaşta tarafsız kalan melekler.  Daha sonra bu tarafsız ruhları görüyor Dante. Boş bir bayrak  ardında bir o yana bir bu yana yürüyen  binlerce çıplak insan, sinekler böcekler sokuyor her yerlerini., solucanlar emiyor akan kanları.  Biraz daha ilerleyince kıyısında epeyce insanın toplaştığı bir nehre (Acheron) geliyorlar. Yaklaşınca kayığıyla bir dayı görüyorlar sahilde, etrafındakilere yapılan icraatlardan, pardon  şimdi ayvayı yediklerinden, alemi cihan  olsalar cennete gidemeyeceklerinden bahsediyor. Yaklaşan Dante’yi görünce de  onun yerinin bu kayık olmadığını söylüyor( sonra da cep telefonunu  soruyor(tamam  abarttım artık)) Vergilius olayın yukarı ile bağlantılı olduğunu söyleyince susuyor ama . Neyse kürekle binmeye çalışanlara vura vura kayığı dolduruyor Charon, sonra başlıyorlar karşıya geçmeye, arkada yeni bir kuyruk oluşuyor bu arada. Vergilius,Dante’ye normalde buradan iyi ruhların geçemediğini söyleyip Charon’un onu tekneye almak istememesinin sebebini açıklıyor. Dante anlıyor, ama zor ayakta duruyor korkudan. Sonra bir deprem, bir rüzgar, bir de parlayan bir alev derken bayılıyor kahramanımız.  

Kısa Analiz:  Bir iki hususa değinip Notlar’a geçeyim hemen . Orada açıklarım zaten detaylıca her şeyi. Buradaki ilk nokta  Dante’nin korkması ve günahkar ruhlar için üzülmesi. Cehenneme yaptığı yolculuğun başında ne görse korkuyor Dante, ama zamanla alışacak ve sonlara doğru bu günahkâr ruhlara çektikleri için acımanın gereksiz olduğunu anlayacak(mış daha doğrusu) . O yüzden bunları bir alışma/gelişme periyodu gibi görebiliriz belki.(ya da bildungsroman-vari kısımlar)   Bu kantoda günah işlemeyenlerin tek başına cennete girmek için yeterli olmadığını da görüyoruz. Dindar bir yaşam sürmeyenler bir şekilde çekiyorlar cezalarını cehenneme gönderilmeseler de. Yani bertaraf oluyor taraf olmayan. Mitoloji/din karışımına yukarıda değinmiştim. Hemen bütün inanışlar birbirinden etkilenmiş olduğu için yapılan eklemeler hiç garip kaçmıyor. (Umarım benim aradaki saçmalamalarım da çok abes olmamıştır)

Notlar:

1 “Buradan gidilir acılar kentine,

buradan gidilir bitmek bilmeyen acıya,
buradan gidilir yitmiş insanlar arasına

Cehennemin girişindeki bu yazı, ortaçağda şehre giriş kapılarının yazılarına benziyormuş. Genelde çoğunda nereye gittiğin (benden buraya gidersiniz gibi), kimin tarafından yapıldığı (ikinci üçlükte göreceğiz) ve ne zaman yapıldığı (üçüncü üçlükte) açıklanırmış.Kent (şehir) kavramı cennet ve cehennem için bolca kullanılıyormuş Hıristiyan teolojisinde). Onun dışında Dante’nin kapının üzerindeki yazılarda geçen “benden gidilir (perm e si va / through me the way)”  derken kendisini kastettiğini söyleyenler de var. (Gerçi bu çeviri karşılamıyor bu notu) Cehennemi benim vasıtamla göreceksiniz der gibi.

4 Adalet yol gösterdi ulu rabbime,

kutsal güç, yüce bilgelik, ilk sevgi

yarattı beni. 

Buradaki ilk cümle teolojik olarak yanlış olsa da (Tanrıya yol gösterme, tanrıyı teşvik etme ya da yükseltme gibi bir anlamı var) Dante’nin adalet duygusuna verdiği önemi gösteriyor bir şekilde. Tanrıya ilham verecek kadar büyük bir şey ona göre adalet.  Üçlüğün kalanında kapıyı, dolayısıyla cehennemi inşa edenleri görüyoruz. Baba (Güç), Oğul (Bilgelik) ve Kutsal Ruh. (Sevgi)

7 Benden önce her şey sonsuzdu;

sonsuza dek süreceğim ben de.

İçeri girenler, dışarıda bırakın her umudu.”

Hıristiyan teolojisinde Tanrı ilk önce cennetleri, melekleri ve temel maddeyi yaratmış ki üçü de sonsuz görünüyor. Sonra şeytanın  isyanı ve cennetten kovulması (düşmesi) ve cehennemin yaratılması (Buraların daha güzel anlatımı için John Milton’ın  “Kayıp Cennet”ini okuyabilirsiniz. Hatta epey bir katkısı olabilir Komedya’yı da okurken size)  Yani cehennemden ilk yaratılan şeylerden , ondan önce yaratılanlar sonsuz, cehennem de sonsuz. Sondaki cümle zaten İlahi Komedya’dan yapılan alıntıların en ünlüsü.

17- akıl hâzinelerini yitirdikleri

Aristoteles’in  Nikomedia’ya Etik’inde geçiyormuş “Gerçek aklın hazinesidir.” diye.  Burada da gerçeğin kaynağı olan Tanrı kastediliyormuş.

21- gizlerin içine soktu beni.

Gizler: Ölümlülerin bilemeyecekleri şeyler

22-Burada ağlamalar, inlemeler, yakınmalar

İlk önce işitsel sinyaller geliyor. Gözler karanlığa henüz alışamamış galiba.

25-Çeşitli diller, iğrenç küfürler,

Babil kulesi göndermesi. O da İncil’de var.

34-Dedi ki: “Bu rezil durumdakiler

Şu anda cehennemin giriş kısmında, bir nevi antresindeyiz. Burada olanlar da (reziller) taraf tutmayan, nötr olanlar.

37-Tanrı’ya başkaldırmayan,

ama yanında yer almayıp, yansız kalan
kötü meleklerle birlikteler.

İncilde normalde böyle bir şey yazmıyor – şeytanın da tanrının da yanında olmayan melekler.- Bir ara bunu Dante’nin uydurulduğu düşünülmüş. Ama daha sonra ortaçağdaki bazı metinlerde (Örn. Aziz Brendan’ın Yolculuğu . M:S. 900) bunların olduğu fark edilmiş..

46-Bunların ölmek umutları kalmadı,

öyle aşağılık ki karanlık yaşamları
kıskanırlar başka her yazgıyı.

Buradakilerin (tarafsızlar) diğer ölüler gibi durumlarını değiştirme şansları yok. Ama durumları o kadar kötü gibi cehennemdekiler dahil diğer tüm sınıfları kıskanıyorlar. Göreceli tabii.

50- bağışlama da, adalet de hor görür tümünü,

Bağışlama: cennet, Adalet: Cehennem

52-Bir bayrak gördüm bakınca,
döne döne hızla yol alıyordu,
belli ki, dur durak bilmiyordu:

Burada Dante’nin cezalandırma sistemiyle ilk kez karşılaşıyoruz, yani hangi günaha-hangi ceza uygun olduğunu belirleme sistemi. Cehennem boyunca bunun örneklerini göreceğiz. Burada da hayattayken hiçbir bayrağı takip etmeyenler öldükten sonra sürekli dönen ne olduğu belirsiz bir bayrağın peşinde anlamsızca yürüyorlar. Hayattayken her hangi bir dava uğruna kan dökmek istememişler, şimdi kanlarını istemeden solucanlar için dökülüyor. Buna “contrapasso” demişler, karşıt geçiş –daha doğrusu karşıt ıstırap(kısasa kısas?) ; soygun yapanın eli kesilmesi,tecavüzcünün hadım edilmesi gibi bir şey. Burada Dante’nin böyle suya sabuna karışmayanlara olan nefreini de görüyoruz bir şeklide, idealleri uğruna hayatını sürgünde geçirmiş birine için normal bir duygu aslında.

56-aklımın ucundan bile geçmezdi
ölümün bunca insanı yenik düşürmesi
.

 T.s.Eliot’un  Çorak Ülkesinin 1. Kısmında, Hayal Şehirde geçiyor bu kısım

58-İçlerinden kimilerini tanıdım,
korkaklığı yüzünden büyük görevi
bırakıp kaçanın gölgesini de tanıdım.

Politikayı /laf sokmayı/bırakamıyor Dante. Büyük görevi bırakıp kaçan beş ay görev yaptıktan sonra papalığı bırakan Celestino V(Pietro da Morrone,) . Onun yerine geçen Boniface VIII, Dante’nin amansız bir düşmanıydı. Celestino’nun görevden kaçması, rahatını düşünmesi yüzünden acı çektiğini düşünüyor Dante. (Gerçi İsa’nın ölüm emrini veren Pontus Pilate’yi ya da İshak’ın oğlu, Yakup’un kardeşi Esav’ı kastettiğini söyleyenler de var)

77-“Akheron’un hüzünlü kıyısında

Acheron-Yunan ve Roma mitolojisinde geçen yer altı dünyasındaki  beş ırmaktan biri. Acı Nehri. (Diğerleri; Cocytus-iniltiler n.- Styx –nefret n.- Pyriphlegethon – ateş n.- ve Lethe –unutma n.-)

79-Utanıp yere çevirdim gözlerimi,
sözlerim canını sıkmasın diye
ırmağa dek hiçbir şey demedim.

Burada Vergillius’un hemen cevap vermemesi ve Dante’nin utanmasıyla ilgili de bir iki görüş var. Başta bu kısmlar Aenneis’le çok benzeşiyor. “Vergilius Dante^nin Aeneis’i okuduğunu bildiği için durumu kavrayabileceğini düşünüyor diyenler” var. Dante’nin aceleciliğinden rahatsız olup daha ağırbaşlı olması düşündüğünü söyleyenler de. Bir de nehri, insanları , Charon’u gözleyip bir şeyler çıkarabileceğini düşünenler de. Gerçi hemen hepsi aynı yere çıkıyor galiba:)

82 Birden bir kayıkla bize doğru
saçı sakalı ağarmış bir ihtiyar geldi,

Kayıkçı Charon.  Yunan/Roma mitolojisinde ölüleri nehirden geçirerek yer altı dünyasına götüren kayıkçı.  Dante Aeneas’taki Charon’u  örnek almış burada. Ama cehenneme uygun hale getiriyor adamı bir şekilde, şeytanlaştırıyor yani. Başlangıçta etrafındaki ruhlara o cehenneme girişteki tabelaya benzer laflar ediyor, ama aralarında Dante’yi görünce kıllanıyor hemen, adamın rutinine aykırı Dante’nin orada olması. Charon kitabın ilk yorumcuları tarafından alegorik bir şekilde  (Bedensel arzu, bozuk sevgi, eski günahkarlık,vb.) yorumlanmış . Ne olursa olsun o dönemde böyle (mitoloji ile dini harmanlayan) bir şey yazmak ve insanları ikna etmek biraz cesaret istiyor galiba.

91 “Buradan değil, başka yoldan,

karşıya geçeceksin sen, başka limandan:

Cennete /Araf’a gidenler farkı bir yerden başka bir kayıkla geçiyorlar oraya. Daha sonra göreceğiz.

95-“o, her isteğini yerine getirebilenin
isteğiyle burada, başka bir şey söyleme.”

Cehennem olduğu için Tanrının adını söylemiyor Vergilius, bütün cehennem boyunca böyle kulağı tersten göstermelerle karşılaşacağız.

110-gecikenlerin sırtına küreğini indirdi

Diğer versiyonlarının aksine asabi bir arkadaş buradaki ateş gözlü Charon.

112-Güz gelip de,

yapraklar peşpeşe dökülünce,

dalların yapraklarını yerde görmeleri gibi,

Homeros, Vergilius’ta da olan bu benzetmeyi Milton’da meleklerin düşüşünü belirtmek için kullanmış. Her şair hayatında bir kez kullanmıştır herhalde:)

Evet Vergilius Dante’ye “Charon sadece hak eden ruhları cehenneme alıyor, yani seni istememesi iyi bir şey diyor sonunda.ve Dante bir parça mutlu, bir parça ürkek, üstüne üstük bir de deprem gelince hepten çökerek bayılıyor. (Ortaçağ’da depremlere dünyanın içine hapsedilmiş rüzgarların sebep olduğu düşünülürmüş)

Bu arada elimden geldiğimce çok resim eklemeye çalışıyorum bölümlere. Ama sonuçta kısıtlı alan, dışarıda da bir şeyler kalıyor. Gerçekten de düşünebileceğniz hemen herkes bir şeyler yapmış İlahi Komedya ile ilgili, William Blake ve Gustave Dore tüm kantoları resimlemiş hemen hemen ama diğer ressamlarında farklı çalışmaları var eserden. Mesela bu sağdaki Charon tasviri Dali’ye ait, Yukarıdaki kürekle dövme sahnesi de Michalengelo’dan.

Bu kanto da burada bitiyor. Başlarda söylediğim gibi cehennemin bu giriş bölümü-ortadaki tarafsızlar kısmı hariç- bolca Aeneis’den etkilenmiş. Ama Dante’yle birlikte biz de yavaş yavaş havaya giriyoruz..Önümüzdeki kantoda karanlıklara dalmaya başlayacağız. 4. Kantoda, Limbo’da görüşürüz.

Yorum bırakın