Belki de Korkak değilim yeterince Uyanıp seni göreceğim için Korkmuyorum belki yeterince Uçamıyorum yeterince belki Saçma bir jukebox hafızam Kimsenin para atmadığı Ve çalmıyor beni haliyle Sözlerini kimsenin bilmediği (Yine) saçma sapan bir şarkı gibi Yalan yanlış tahminler Knight mı dedi night mı? Kesin moon'dur bu, seviyor ayı Biz koyalım mı diye başlıksız bıraktı Yok, eksantrik olacak illa ki Dışarıya koyalım hak ettiği gibi Işıklar kapansın, o ağlasın Koyuversin göz yaşlarını Ele versin duygularını Belki de gelip geçen Şu kısıtlı görüş açımla Ya da sınırsız gücüyle hayalimin İnanmadığım ama bildiğim Belki de daha uyanamadığım Belki de son istediğim ölürken Yada üçte biri lambadakilerin En kötü mumu söndürürken Söylersem kabul edilmeyecek hani Hala mı bekliyorum aptalca Bildiğin bir nehir, yok zaman gibi Beğendiğin bir hikaye, hikayem sanki Uçan bir kelebek, katil bir kasap Nasıl hayal ediyor insan Yanında kaldığımı, bildik bir ses Lavanta kokuları, gerçekten mi Tepemde sallanan bir kılıç Yavaşça alınan buzdan nefesler Yoruldum dünyalardan, hayallerden Yaşamaya çalışmaktan İçimde yaşatmaya çalışmaktan Seni doğurmaktan Bu sabah gözlerini açınca Ne gördüğünü, neyi bildiğini Neyi sevdiğini, seni sevdiğimi Her şeyi... Dolaşmalıyım belki de Kalbim kalabilir burada Gözlerim kör, kalbim sağır Ayaklarım uykusuz kalabilir Krallar amansız kalpleri Tanrıçalar tutarsız dölleri Yenilenler kendilerine bahşedilenleri Kabul etmek zrunda bir nebze Ya da satarım hepsini belki Unutmak için her şeyi Olan biten, dudaklardakileri Yırtık eski bir resim pişmanlık Saklanmaya çalıştığım her gün Gün be gün, her gün, her gün Bırakmaya çalıştığım her an An ben an, her an, her an Çok, çok uzun bir yol bu gerçekten Sevilen eski bir şarkı Ölünen eski bir anı Suyun üzerine çıkıp nefes alınan Sonra yeniden batılan Bir kere öldürdüm sanatı Dramayı, şarkıyı, aşkı Bir kere kaçırdım o terni Yeşil ve soğuk domatesler gibi Bir kere çizmeye çalıştım seni Şekiller aldatıcı olabiliyor Bir kere öldürdüm seni Azrail bana inanmıyor Gözler yalan söylemiyor Gözlerini görmüyorum ne zamandır Yasaklanmış önümdeki kapılar İmzalar serbest, ne zamana kadar? Gerçek mi bu evren, bu yıldızlar Öldüren eski avcılar, her şeyi alan O dünyadan, bu dünyadan Belki de bağlandığımız için saçmaya Duramıyoruz hiçbirimiz yuvarlanmadan Yine de hepsinden daha iyisi Taş olmak galiba günün sonunda Değişmesen de, anlamsan da hatta Taşlar bırakmaz seni çünkü asla.