Yazılmış ama Tamamlanmamış Bir Öyküye

Değişen şekillerde nefes almaya karar verdiğim akşamlardan birisi. Çok sarsak hissetsem de kendimibir ışık gibi süzülmek, farklı öyküler arasında görünmeden, şanslı hissettiriyord beni. Hiç sokak lambaları arasında japon balığı tutmaya çalıştınız mı sis. Işıkla balık avlamak, ava giderken avlanmak,pastel tonlarında kalbiniz tarafından çizilen bir balık resmi, ya da eninde sonunda kafesleyebildiğiniz başka bir balık, bu… Continue reading Yazılmış ama Tamamlanmamış Bir Öyküye

Hayaletler

Hayaletler var her yerdeHer gün başka bir sevdiğimi öldürüyorumYolum çok uzun biliyorumHarbiden de leylak kokuyor bu geceÇimento bulutların üzerindeKara köpeklerini üstüme salıyorEvimden gittikçe uzaklaşıyorumGittikçe feryada dönüyor arkada şiirlerAğlıyor etrafta bir takım hayaletlerHayaletler de ağlarmış bazen diyorumHepsi değil amaHem gülün hem kanın rengi değil mi oHangi gün hak ediyor ki kızılıHangisi sonu, hangisi başlangıcıYaz bitmeseydi başka… Continue reading Hayaletler

Yalan

Çok şey yaşıyorsun,Çok şey yaşadığını sanıyorsunÇok şey biliyorsunÇok şey bildiğini sanıyorsunNe zaman güneş doğacakSen ne zaman doğacaksınNe zaman susacaksınBağırmıyorum, konuşuyorumBir şey bilmiyorumBir şey yapmıyorumBen hiç yaşamıyorumArkama bakmıyorumYaz bitti, soğuk esiyor artıkSarıl bana diyemiyorumDokun kalbime ısıt, hissetmiyorumHerkes biliyor beniYavaş yavaş ölüyorumMüzik çok tanıdık, sonunda ağladıklarındanSözler hakeza, yavaşlatıyor dünyayıBildiğim şeytanlar düşüyor sıraylaSen hala oradasınBen hâlâ buradaDaha fazla… Continue reading Yalan

Kuyruk

Yazamayacağım şiirler arifesinde,Başka bir aralık perşembesindeYüzlerce kişi arasında beklerkenHiç bir şeyin gerçek olmadığını keşfetmekleBir zamanlar kim olmadığımı anlamak arasındaHarcarken hiç de değerli olmayan vaktimiÇarkların dönmediği, bekleyenlerin küfretmediğiDekoderlere bolca ihtiyaç duyulan ancakTasarruf tedbirleri nedeniyle kimsenin çözemediği Mafya, polis ve Yüzbaşı Volkan arasındaKüçük bir alevi ilk ayırt edenBelki de en günahkar ya da ilk taşı atanŞeytanın sesini… Continue reading Kuyruk

Sence (Bir Şişenin Macerası)

Güneş, sıcakSürükleniyorum dalgaların arasında bir o yana Bir bu yana, dalgalarlaSuratıma, boynuma vuruyor dalganın biriKırılmıyorumUtanmıyor musun? Kırılmıyor musun?What am i, where am i, why me?Bir çocuk taş aıyor sahildenBoynumun üstü kırılıyorBoynumun üstü yokGerek de yokMesaj içimde hala ulaştırmam gerekenNeden bütün şişeler yeşil olur diyor bir martıBen kahverengiyim oysaNeden bütün şiirler anlaşılmaz olur diye devam ediyorBen… Continue reading Sence (Bir Şişenin Macerası)

İki Dakka

Dur hele bi iki dakkaParçalama hemen her bir şeyiNe zamandır anlamıyorum olan biteniKaçak yaşıyorum bu bedende senden sonraYeni doğmuş, gözleri kapalıTertemiz bir kalp ağrısıİstanbul kadar da bulantılıSamanyolu kadar ahmakça dönüyor başımGerçek günahların arkasında saklıHer zaman olduğu gibiBirileri şarkı söylüyor uzaklardaAnlamıyorum, çeviren yok, yalnız bir zil sesiŞimdi İstanbulda olmak vardı anasını satıymYa da Şangri La, stabil… Continue reading İki Dakka

Gizli Bir Yer

Kendine ait gizli bir yerKocaman gülümseyip modern bir masala Günümüzde geçen bir masala başlamak içinÇok önemsemeyecekler biliyorParlamasına rağmen ateş böceği gibiOkumayacak bile çoğuÇok şey istiyordu eskiden Şimdi sadece gizli bir köşeHangi video ya da hangi rüyaydı Veda etmeden önce aklına düşenDaha tutkusunu tüketmeden Teneke adamlar çıkmıştı önüne hepBir korkuluk çok işine yarardı oysaBir de şu… Continue reading Gizli Bir Yer

En Yakın ve En Uzak Mesafe

“Günah yoktur” dedi kız. Ağlıyordu arkasına bakmadan. Ölü çiçekleri fırlattı ve devam etti yalanına. “Günah yoktur, hepimizin kanatları kırıldı bir kere” Ölüyordu yavaş yavaş, ölüyorduk hepimiz kırılmış çiçekler gibi. Her kitabı, her şarkıyı – özelikle kırılmış şarkıları- her hapishane hücresini okuduktan sonra bile benden daha fazla biliyordu hayatı ve güllerin kokusunu. “Bir şey vardı, evet.… Continue reading En Yakın ve En Uzak Mesafe

42

Pislik olmak güzel şeyKendinden mutlu olmak en baştaHassasiyetlere karşı hassaslıkOlabildiğince ama fazla hassaslaşmadanSilkilmeden kendine gelmek içinMutlu olmak güzel şey çünküKaç kişinin harcı maskesiz dolaşmakGizlisiz, saklısız, güvensiz, suratsızKaç kişi yazabilir korkusuzcaGerçekleri, hayata dair ve bilimumKorkakları, korkaklıklarını, hortkuluklarını, Yalanları hortlamaya yüz tutmuşKaç kişi gülebilir hiç bir şey yokmuş gibiO kadar zor ki bilsen Bir çınar gibi tek… Continue reading 42

Son Kez

Son bir akşam dahaSeni, bütün senleri bir dahaBir daha yaşamak içinAğlamak için bir kere dahaTüm o sıkıcı talimatların üzerindenBanyonun ışığını açık bırakıpSadece inanacaklarımı tekrar edipBir kez daha soğuk ve karanlıkEn karanlık, en soğuk, saçının kokusu,Bir daha önemsemeden dünyayıNe diyebilirim, ne yazabilirimNasıl atabilirim başımdakileriSenin, bütün senlerin adınaBütün katillerimin hatırınaNasıl saklayabilirim son bir defaYalanlarla bulanmış parmaklarımıNotalarla temizlemek… Continue reading Son Kez