Demek İlahi Komedya’yı da Okumaya Niyetlendin!- Giriş

Bir zamanlar (yaklaşık dört yıl önce ) İlahi Komedya ile ilgili şöyle bir tanıtım yazısı paylaşmışım burada .  O yazıya “Çok bilinen ama okunmayan kitaplar bölümünde bu gün Dante’nin ölümsüz eserini irdelemeye çalışacağız.” diye başlamışım.  Güzel de başlamışım, kitabı (hatta içeriğini) hemen herkes biliyor ama okuyan sayısı halen çok az.

Bu yazı ama –başlıkta da belirttiğim gibi- bir giriş olacak kitabı okumak isteyenler için. Yo, kitaptan haberdar olmayanlara yönelik bir tanıtım yapmayacağım. İsteyenler  eski yazıya bakabilir (gerçi resimler kaybolmuş o günden beri, ama olsun, buraları renklendiririm en kötü). Ve evet, giriş olduğu için devamı da gelecek bu serinin  – her zamanki gibi yarım bırakmazsam tabii. Her kanto için ayrı bir bölüm yapmayı düşünüyorum.  Yani uzatacağım elimden geldiği kadar bu olayı.

Peki neden böyle bir şeye ihtiyaç duyar insan? İlahi Komedyayı okumak demiyorum , biraz sonra göreceğiniz gibi isteseniz de istemeseniz de hayatınızın bir parçası olmuş bu kitap eğer doğduğunuzdan beri bir mağarada oturup gölgelere bakmıyorsanız. Demek istediğim  neden ”Bu adam burada ne demek/ne yapmak  istemiş?”  gibi bir açıklamaya ihtiyacınız var Ulysess  gibi ve ben kim oluyorum da bunu yapıyorum?

Aslında yok, sadece benim işgüzarlığım olay. Zaten bir çok çeviride- en detaylı  galiba Rekin Teksoy’unki-  dip/yan notlarla açıklanmış  soru işareti yaratabilecek kısımlar.  Yine de yedi yüz küsur yıldır bu eser hakkında binlerce kitap ve milyonlarca yorum yapılmış.  İnternette de  çeşitli dillerde (Özellikle İtalyanca ve İngilizce olarak) kantolarda geçen hususların dökümü mevcut. Ama Türkçe kaynaklar bu konuda biraz kısıtlı. Ben de (İtalyancam olmamasına rağmen) biraz oradan biraz buradan alarak böyle bir çalışma yapmaya karar verdim cahil cesaretiyle. Umarım bir faydam dokunur kitabı okuyanlara.

Neyse geçen yazıda biraz yüzeysel geçmişim galiba. İlahi Komedya’yı anlamak için öncelikle dönemi ve Dante’yi tanımak gerekiyor. Bütün kitapların önsözlerinde konu hakkında detaylı bilgiler mevcut ama ben de bir özet geçeyim isterseniz.

Ortaçağın son kısımlarına geliyoruz yavaş yavaş (Yüksek ortaçağ deniyor bu döneme). Derebeylikten çıkan İtalyan şehir devletleri, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ve Papalık arasında dengede tutunmaya çalışıyor. Devlet dediysem Eski Yunan’daki gibi demokratik değil tabii, oligarşik tüccar şehirler bunlar, düklük/prenslik gibi.  Ama her ne kadar Avrupa’yı Rönesans’a bunlar götürecek olsa da dönemin en önemli iki gücü olan İmparator ve Papa arasında yaşamaya çalışıyorlar bir şekilde. 

İşte yazarımız ve başkahramanımız Dante Alighieri bu devletlerin biri (ve en göze çarpanlarından) olan Floransa’da nispeten soylu bir ailenin oğullarından biri olarak dünyaya geliyor (1265). İmparatorluk ve Papalık demiştim , bu görüşleri savunan  iki parti/ya da grup var o dönemde İtalya’da (ve Orta Avrupa’da) Papalığın yönetim haklarını ve özerk devletleri savunan Guelfler ve İmparatorluk yanlısı Ghibellin’ler. (Dante’nin ailesi Guelf’lerden yana) Neyse bunlar arasındaki savaşlar (çatışma belki de) sonunda, Dante zamanında, Guelf’ler Floransaya egemen oluyor.  Tabii bölünme bunla sınırlı kalmıyor, insanoğlunun doğası, bölünebiliyorsa bölünür hep.  Aklar ve Karalar çıkıyor sonra Guelflerin içinden. Zengin burjuvaların oluşturduğu Aklar imparatorluğu destekliyor, küçük esnaf Karalar ise feodal düzene özlem duyup papalıkça desteklenmekte.  Dante’miz AK Partiden anladığımız kadarıyla. Ama eşin ailesi mesela Karalardan. Yani o kadar da ayrı değil her şey.

Neyse Dante önce bu Ghibellin’lerle olan savaşa katılıyor, sonra da bir şekilde kentin yöneticileri arasına giriyor. Ama o sıra yeni Papa kent üzerinde egemenlik kurmaya çalışıyor. Bu arda seçilen yönetici de işte muhalif Dante’ye 1302’de para cezası vererek sürgüne gönderiyor. Parayı da ödemeyince ölüm cezasına çevriliyor sürgün, ama Dante ayrıldığı için uygulanamıyor tabii. Bu tarihten öldüğü 1321’e kadar Floransa’ya dönememiş Dante.  Arada yine aksiyonlar var tabii, İmparator  değişmiş,  Papa değişmiş, Dante Roma,Forli, Bolonya , Verona  bolca yer değiştirmiş , sürekli yazmış, ama kendi imzasıyla “Haksız Sürgün” olarak  Ravenna’da ölmüş.  Öldüğünde devasa İlahi Komedya’yı saymadan bile bolca yapıt bırakmış. Bunların en ünlüsü  ilk ve belki tek aşkı Beatrice için yazdığı Yeni Hayat.  Daha 9 yaşında ilk görüşte aşık olmasına rağmen kendisi de Beatrice de başkalarıyla evlendirilmiş, Beatrice 24 yaşında öldükten sonra da onu hiç unutamamış. İlahi Komedya’da da büyük bir rolü var Beatrice’in.

Kısa ve sıkıcı bir tarih bölümünden sonra kitaba geçelim.  İlahi Komedya’yı hayatının sürgündeki son döneminde kaleme almış Dante 1307-1321 arasında. Devasa dedim, toplam 14233 dizeden oluşuyor şiir. Kısaca bir haftada Cehennem, Araf ve Cenneti geziyor Dante refakatçileri Vergilius ve Beatrice’le.  Evet bu kadar kısa her şey. Ama  işte 700 yıl boyunca yazılan, çizilen,  oynanan ya da çekilen bir çok eserin  bir yerlerinde hep İlahi Komedya’da bir şeylere gönderme olduğu  düşünülünce işte o okuma isteği , hatta anlayarak okuma isteği oluşuyor insanda. (700 yıl dedim de gerçi aydınlanma çağında unutulmuş biraz ya da önemsenmemiş Komedya, ama 19. Yüzyıl romantikleri yine çıkarmış hak ettiği yere Dante’yi)

Evet daha fazla ne söyleyebilirim kitap hakkında. Ortaçağın dili Latince yerine yerel  İtalyancayı (Toskan Lehçesi) kullanıyor, günümüzde de  İtalyanca  Dante ve kendinden sonraki   Boccaccio,Machiavelli gibi yazarların da etkisiyle bu lehçeye dayanıyor.  Zaten geçen yazıda İtalyanların Dante’ye verdiği önemden bahsetmiştim.

Bir haftalık yolculuk 1300 yılının Mutlu Cumasında (Happy Friday: İsa’nın çarmıha gerildiği gün, Paskalya pazarından Önceki Cuma) başlıyor. Bu çoğunlukla o yıl için 8 Nisan olarak kabul edilse de25 Mart olarak hesaplayanlar da var. Tabii tarih filan yazmamış şiirde Dante, ipuçlarından anlıyoruz günü.  1300 yılının özelliği (yüzyılın başı/sonu olmasından başka) Papa’nın Jübile yılı ilanı.  Yeni seçilen papa bir promosyon olayına giriyor ve bunun için en uygun tarihi tabii yüzyılın başı olarak belirliyor. Tüm günahların affına ilişkin çıkardığı bu kanun hükmünde kararname geleneksel bir hale gelip her 25 yılda bir tekrarlanmaya başlıyor.

Bu yoldaki rehberlerine gelelim . Beatrice zaten tek aşkı, Cennette o gezdiriyor Dante’yi. Vergilius’u ise sadece başlayabildiğim Aeneas serisinden hatırlarsınız:) Kendisi Roma’ya bir tarih veren büyük şair, İtalya’nın temellerinin dayandığı büyük usta. Din eğitimin yanında sanat vb. dersleri de alan Dante belki kendisine selef olarak gördüğü Vergilius’u bu en önemli yapıtında yol gösterici olarak seçiyor.  Zaten eserde Eski ve Yeni Ahit’ten sonra en fazla gönderme Aeneas’a.

Tabii Dante’nin eğitiminin başka bir faydası da diğer kültürleri öğrenmesi, İlahi Komedyanın Kuran’daki miraç olayından ya da 3. Yüzyıldaki Zerdüşt klasiği Ardavirafname’den büyük ölçüde etkilendiği aşikar. Ben kantolarda gireceğim konulara ayrıntılı olarak. Tabii elimden gelebildiği, bulabildiğim kadarıyla. Bu konuda gerçekten çok fazla kitap yazılmış. Bir çok noktanın tartışması halen sürüyor.   Benim de edebi ya da akademik bir kaygım yok, sadece kantoları anladığım ve genellikle anlatılan biçimde açıklayarak okuyanlara yardımcı olmak düşüncesindeyim.  Eğer okumaya niyetliyseniz her kantonun sonunda buralara bakabilirsiniz. Ya da sadece kitaptan okuyup şairin (ve çevirmenin) keyfini çıkarmaya çalışırsınız. Siz bilirsiniz.

Daha önce Danteden etkilenen Divine Commedy grubundan bahsetmiştim . Sayfada bolca (benim çok beğendiğim) şarkı var. Bu kez yerli (benim ilk kez duyduğum) bir şarkı ile veda edeyim dedim. İyi dinlemeler. İlk kantoda görüşmek üzere.

kanove – la divina commedia

Yorum bırakın