Çok güveniyordum kendime o zamanlar. Toy değildim fazla, ama çok güveniyordum gerçekten. Her şeyi yapabilirim, herkesi yenebilirim, güneşi bile dize getirebilirim sanıyordum. Sting “Don’t Stand So Close To Me”yi mi söyledi? Ben hemen “Stand by me”yi çıkarıyordum zulamdan. George Lucas sanat mı yapmaya çalışıyor? Ben hemen sanat toplum içindir ekibini topluyordum, aşık atışması için. Aşık mıydı birisi bana? Ben hemen ona ve çevresindeki 40 bakireye birlikte aşık oluyordum. Her şeyi yapardım çünkü ben o zamanlar. Sonra bir kitap okudum ve hayatım değişti. Otobüste tek başıma giderken, mola yerinde karşı otobüsteki bir kız gösterdi bana yeni hayatımı. Kitap, o da etki etti tabii, yeni hayata değil de, otobüsten inip kızın yanına oturmama ön ayak oldu başta. Sevgilisini tuvalete kilitledim arada, ama fark etmedi diğer otobüsteki kız. Otobüs nereye gidiyordu, bilmiyordum . Zaten önemli olan yolculuk değil miydi hep? Hepimizin ulaşacağı yer belli. Elimdeki siyah kitabı bırakmıştım koltuğun arkasına ve sormuştum kıza, neden sanat diye. Bir tokat attı suratıma. Hemen fark ettim bu işin o kadar kolay olmayacağını. Neler bekliyor dedim peki bu yeni hayatta beni başka. Üç vakte kadar dedi kız, her yeninin güzel olmadığını fark edeceksin. Yay burçları dikkatli olsun ama. Kısmet var, Jüpiter evine giriyor. Evim kalem nasılsa dedim. Erkeğim ben. Hayat biter yol bitmez ama dedim, binmeden okumuştum çünkü öndeki kamyonun arkasında. Yol da hayat değil midir bir nevi dedi kız. Çalışmamıştım o kısma oysa. Hemen değiştirdim konuyu. Brahms sever misiniz? Hayır Bruce Springsteen tercih ederim ben. Ben karşıyım ama kapitalizme. İnsaflı ama o. Olsun patron her yerde patron. Yanlıştı sanki bir şeyler, bu yeni bir şey değildi. Eski ben olayı geyiğe vuruyordu iyice. Birden acı gerçeğin farkına vardım. Soldaki yerine sağdaki otobüse binmiştim. Ben karanlıkta dans etmeye gidiyorum dedim, aldım kitabımı, attım kendimi otobüsten aşağı. Karanlıkta kaldım yolun ortasında. Bir ben huzursuzdum sanki, bir ben uykusuz, bir ben çaresiz, bir ben… Yine kendim olmuştum eski hayattaki. Silkindim hemen. Uzakta, çok uzakta bir ışık gördüm sonra. Caddedeki dansım yeni bitmiş, David Bowie yeni ölmüştü. Son iki yıldır çalıştığım teknikleri kullanarak otostop çektim ışığa. Işık yaklaştı. Önce kocaman bir ışık, sonra da otobüs oldu. Baktım bir m harfi var yuvarlak içinde, binmek istemedim. Dansım daha bitmedi diye yalan söyledim. Anlayışla karşıladılar ummadığım kadar ve basıp gittiler. Üç saat sonra başka bir ışık, başka bir kocaman ışık ve başka bir otobüs. Azmim sonuç vermiş ve bu da durmuştu. M’yi görmeyince atladım hemen, boş yer aradım. Tuvaleti üstüne kitlediğim adamı gördüm önce, görmemezlikten geldim. İstedim mi iyi görmemezlikten gelirim ben, kimse anlamaz gördüğümün ne olduğunu. O da anlamadı zaten. Sonra kızı gördüm, yanlış değil doğru kızı. Oturdum yanına, bağırdı kucağına oturduğum kadın önce. Bin bir yalvarma, sonra da 200 Türk lirası ikna edebildi ama. O zamanlar ikna kabiliyetim de fazlaydı, param da. Bu sefer düzgün bir şekilde oturdum kızın yanına. Her şey tamamdı artık. Neden sanat ve tokat faslını bile tamamlamıştık tekrar. Ben çıkacağım dedim artık, kitabı gösterdim. Hayatım değişmeli, senin yüzünden yeni bir hayata başlayacağım. O yüzden öp beni ne olur. Ve sev beni, bir daha göremeyeceksin çünkü. Çünkü hayatımda , bu yeni hayatımda sana yer yok şu an, otobüs yolculuğu süresince seni sevsem de. Sadece sana değil, şöföre, şu pis pis bakan adama, 200 liramı alan kadına, diğer yolculara, dünyadaki diğer insanlara ve bana şu anki bana da yer yok. Yeni dediğin farklı olur çünkü. Yenilenmeli her şey yok olma pahasına. Beni öpeceğini biliyorum bu yolculuk boyunca, hissediyorum. Hadi durma kurtar beni mahcup olmaktan ve bu eski hayattan. Saçmalayan çok insan görmüşsündür bu hayatta, daha da görmek istiyorsan beni takip edebilirsin sonsuza kadar. Ama farklı bir sıfatta ve yüklemi fazla zorlamadan. Korku sanmıştım ilk oturduğumda kızın gözlerindekini. Ama kendine inanmışlık varmış orada, benim daha önce hiç görmediğim. Peki dedi kız ve beni öptü. Hayatım değişti mi sonra bilmiyorum, daha bitmedi çünkü yolculuğumuz ve hala öpüyor beni.
