“Kendine iyi bak” dedi kadın kapatırken.
Gelecekte bir oyundu sanki
Şekerler ve haplarla oynanan.
Var mıydı kadın gerçekten?
Hatırlar mıydı istese yarını?
“İstediklerimin yarısını bilsen
Her şeyi anlatabilirsin o kelimelerle”
Dedi geçmişten bahsederken.
Garip bir çöl hayvanı mıydı geçmiş,
Yoksa damlayan kum taneleri mi
Saklıyordu kadını kanlı gözlerimden?
Yakın zamanlardan bir melodi,
“Bir zamanlar gerçekten sevmiştim”
Diyen sesle birlikte sönümlendi.
Bir yaprak düşecekti dün ırmağa,
Bir gök gürleyecekti güneşe karşı,
Bir kalp kırılacaktı
Farklı zamanlarda, farklı şekillerde.
Duyamıyordum ama hiçbirini.
Kadının sesi, o melodi saklıyordu
Geçmişimizdeki o hayvanı.
Gitmiş miydi artık, bitmiş miydi?
Başlamamış mıydı yoksa daha hikaye?
Düşenler, duvara toslayanlar, duvarcılar,
Salonun ortasındaki fil, göremediğim.
Sesini duydum neyse ki,
“Aptalmışım herhalde” dedi, “hissetmediğim
Şimdi değil on yıl geçse de bileceğim”
Gözlerimi kapattım, on yıl sonra açtım.
Etrafımdaki bütün sesler, çeşit çeşit gözler.
Kadın yoktu ama, ne şimdi ne on yıl sonra.
Sadece bir oyun vardı,
Şekerler ve Haplarla oynanan.
Bir de uzaklardan gelen bir ses
Kimin olduğu anlaşılmayan,
“Kendine iyi bak”
