Kartlar ve Günler

Kartlar ve Günler diye bir film çekmeyi düşledim dün gece yarısı.Ne kadar fazla kart olursa günler o kadar azalacaktı. Günler çoğaldıkça ama kartlar hükmünü kaybedecekti garip kalabalıkta. Dışarı çıktım gece gece, kartlara bakmam lazımdı hayalimdeki. Her gün olur muydu bilmiyorum ama. Trajik bir araba sesi duydum tam da olmasını istediğim yerde. Trajik doğru kelime değildi… Continue reading Kartlar ve Günler

Issızlık

https://www.youtube.com/watch?v=wpg8jBFaj3c Issızlık... düşünebildiğim tek şey bu herhalde. Gece beynimin içinde bir nota gibi durmadan sıkıştırıyor orayı. Issız mı kaldım ben böyle, sensiz/sessiz mi kaldım? Nasıl olduğunu bilmiyorum, zaten ne zaman tam manasıyla bilebiliriz ki önümüze geleni? Ne zaman karar verebiliriz çalacak bir sonraki notaya? Bu yüzden kayboluyoruz zaten adımıza verilen kararların arasında ya da arkamızdan… Continue reading Issızlık

Beş Kardeşim Var Benim

Beş tane kardeşim var benim. Her şeyi hesaplayarak başlıyorum güne. Arka yollardan yürüyerek gidiyorum, kimse görmeden saatimi tamamlamaya çalışıyorum.Kimseye bırakmıyorum pabucumu, güçlü olmam lazım- beş kardeşim var benim. Günlerim ahmaklıkla ve yorularak geçiyor çoğunlukla. Her an ölüm tehlikesiyle karşı karşıya, hep biraz daha zorlayarak, sonuna ulaşmaya çalışıyorum günlerin. Ama benim sonum gelecek gibi oluyor günün… Continue reading Beş Kardeşim Var Benim

Birisinin Hikayesi

Birisi var. Her şey normal. Her şey düzgün, mutlu mutlu yaşıyor bu birisi. Sabah uyanıyor, günlük rutinini yerine getiriyor. Nasıl yaşanabilirse öyle yaşıyor hayatını, ne eksik ne fazla. Dikkatli bakarsanız bazen güldüğünü bile görebilirsiniz bu birinin. Bir süre öncesine kadar hep böyle yaşıyordu bu biri. Şu anda da böyle yaşıyor, ya da böyle yaşıyor gibi… Continue reading Birisinin Hikayesi

Sebepsiz

Eskiden de aynı mıydım, yoksa bu aralar mı böyle oldum bilmiyorum. Artık eskiye dair sahip olduğum bir şey kalmadı. Değişiyorum her gün. Bilmiyorum ne yaptığımı çoğunlukla- bilmek de istemiyorum zaten. Beni rüzgarında sürükleyen birisi varsa bile o rüzgarda olmak hoşuma gitmiyor artık eskisi gibi. Büyüdüm mü, hissizleştirdi mi beni anlamıyorum. Sonuna kadar aynı hissederim sanıyordum-… Continue reading Sebepsiz

Aklının İçinden

Hey, orada mısın ? Unuttun mu beni yoksa? Buraya hapsetmiştin, seni göremeyeceğim tek yere layık görmüştün beni. Kafanın içindeyim ve her gece tekrar ölüyorum burada. İlk geldiğimde seni aramıştım, gerçek seni bulabileceğimi düşünmüştüm. Gerçi ben buraya geldim mi, yoksa burada oldum mu bilmiyorum. Durumu daha fazla garipleştirmemek için geldim diyorum sadece. Evet, madem buraya hapsoldum,… Continue reading Aklının İçinden

Karar Vermek

Kafamdaki binlerce şey arasında olmak için hiç bir çaba göstermediğin akşamlardan biriydi. Olabildiğince sorun arasında, sadece senin ilgilenmeni bekliyordum oysa. Biliyorum bencildim, hep bencil olmuştum zaten. Sen en başta beni sevdiğinde de bencildim, şu anda ne hissettiğini bilmediğim anda da bencilliğimi yitirmedim. Ama şimdi, zora düştüğün her anda yüzüme çarpıyorsun bunu. Bense farklı bir yer,… Continue reading Karar Vermek

Yaşam Soğukluğu ile Ben ya da Deli Mavi

Sadece ben de değil diye düşünüyorum, başkalarında da vardır herhalde. Son günlerde yaşamla aramızda belli bir soğukluk oluştu. Aslında tam olarak son günlerde denemez, belki de kendimi bildim bileli olan bir şeydi bu. Sadece hayatımın belirli dönemlerinde saklanmayı yeğliyordu. İşte bu aralar iyice açığa çıkmış durumda. Beraber geçiriyoruz günlerimizi artık- nereye gidersem arkamdan geliyor. Kurtulmayı… Continue reading Yaşam Soğukluğu ile Ben ya da Deli Mavi

Adasını Seven Adam

Adalarla dolu bir yerde yaşıyormuş adam. Daha doğrusu o yerdeki adaların birinde. Dünya mı, başka bir gezegen mi olduğunu bilmiyormuş. Zaten onun zamanındaki insanlar da fazla bir şey bilmiyorlarmış çevre hakkında. Doğa olayları da karmaşık geliyormuş hepsine. Ama bizim adamımıza değil. O, diğerlerinin aksine tek başına yaşıyormuş adasında. Kendini bildi bileli burada yaşıyormuş, diye bir… Continue reading Adasını Seven Adam

Yazamamak-2

"Hala bir şeyler yazabiliyorken yazmalıyım diye düşündü adam. Çok şey vardı aklında. Aktarma özürlüydü belki bir parça biliyordu. Nasıl kafasındaki o kadar şeyi aktarabilirdi ki birilerine? Obruk en basiti. Obruğu nasıl süsleyip püsleyerek ortaya koyabilirdi dalga geçileceğinden emin olmadan? Ya da bir yağmur damlası nasıl onca şey arasında bir önem taşıyabilirdi ki? Ayı düşündü ,… Continue reading Yazamamak-2