
Ulysses’den merhaba tekrar . 9’uncu bölümdeyiz bu kez – Skylla ve Kharybdis. Geçen bölümün sonunu hatırlıyorsanız Bloom kütüphaneye girmeye çalışıyordu. Evet, bu bölüm tamamen kütüphanede geçiyor. Ama Bloom ağırlıklı değil 9’ucu bölüm, hatta bir iki def görünüyor sadece 30 sayfa boyunca. Zaten kütüphane ile özdeşleştirememiştik kafamızda fazla Bay Bloom’u. Stephen alıyor sazı yine bu bölümde eline kitabın 2’nci kısmında olmamıza rağmen.

Skylla ve Kharybdis zor bir bölüm. Buraya kadar kazasız belasız gelebilen insanların kitabı bıraktığı bölümlerden biri. Kütüphane korkutuyor herhalde gözleri. Aslında Lestrigonlar ile aynı uzunlukta olan bu bölüm diyalog ağırlıklı, aralarda Stephen’ın bilinci akıyor sadece. Zor olan kısmı işlenenler. Shakespeare’in hayatı, felsefe, tarih, edebiyat ve bolca magazinsel çerçevede işleniyor bölüm boyunca. Nevzat Erkmen’in sözlüğünde 80’den fazla sayfa ayrılmış burası için.
Yapılan binlerce göndermenin hepsine hakim olmak mümkün değil, bölüm boyunca gönderme yapılan üç yazarın (George Brandes, Frank Harris ve Sidney Lee) Shakespeare hakkındaki kitaplarını hatmetsek de. Ki günümüz Türkiye’sinde Ulysses okurlarının bile çok küçük bir yüzdesinin bu isimleri bildiği kanaatindeyim ben. Peki ne yapacağız, yaklaşık yarısına kadar geldiğimiz bu kitabı atacak mıyız sırf bu bölüm için. Hiç gerek yok bence, isterseniz buraya kadar Ulysess’i pek bir şey anlamadan okuyan çoğunluk gibi yapıp anlamsızca geçebilirsiniz bu bölümü – fazla bir şey kaybettirmez. Ya da Nevzat Erkmen’in sözlüğü ve daha önce bahsettiğim sitelerden alacağınız yardımlarla uzun ve meşakkatli bir okuma araştırma yapabilirsiniz. Hatta hızlıca okuyup kitap bittikten sonra Shakespeare’in nerede kiminle basıldığına ilişkin son dakika gelişmeleri için tekrar dönebilirsiniz bu bölüme. Tamamen size kalmış. Benim yapacağım ayrıntılara fazla takılmadan bu bölümü de aşmamızı sağlayıp kitabın diğer yarısına geçmek sadece.

Neyse, Odysseia’ya geçelim artık. Ölüler ülkesinden Kirke’nin adasına dönen Odysseus sözünü tutarak Elpenor’un naaşını gömer. Kirke yolculuğunun bundan sonraki kısmında Sirenlerden ve Gezen kayalardan uzak durmasını ve zor bir yol olmasına rağmen Skylla ile Kharybdis arasındaki dar geçitten geçmesini tavsiye eder kahramanımıza. (Bundan sonraki iki bölümün adları Gezen Kayalar ve Sirenler olduğuna göre fazla başarılı olamamış 🙂 Bu geçit de o kadar kolay değildir ama, bir tarafta kayaların tepesinde Hydra’ya benzeyen çok başlı canavar Skylla diğer tarafta ise kurbanlarını yarattığı girdaplarla yakalayan Kharybdis bulunmaktadır. Olaylar gelişiyor, Odysseus Kirke’nin uyarısına rağmen Skylla ile savaşa başlıyor. Tabi sonra da Kharybdis’in esneyen ağzına çekiliyor Skylla’nın darbesiyle herkes. Zaten insanın başına ne geldiyse söz dinlememekten geliyor bu kitapta.
Linati ve Gilbert şemalarında 9. Bölüm şöyle:
Zaman: 14:00-15:00
Sahne: Milli Kütüphane
Organ: Beyin
Sanat: Edebiyat
Renk: Yok
Simge: Stratford-upon-Avon (Shakespeare’in memleketi), Hamlet, Shakespeare, İsa, Sokrat, Londra, skolastik düşünce, nistizin, Aristo, Eflatun, gençlik, olgunluk
Teknik: Girdaplar (Gilbert) – Diyalektik (Linati)
Anlam: İki yanı keskin kılıç
Bu bölümde Skylla ve Kharybdis’ın üç ayrı şekilde hikayeyle özdeşleşiyor. Bunlar başta Aristo ve Platon’un skolastik ve gizemci düşüncelerinin ayrımı ve bu iki ayrı düşüncenin ortaçağ boyunca Hristiyan dünyasını etkilemesi ile son olarak Shakespeare özelinde – Shakespere’i açıklarken- bu düşünce biçimlerinin kullanılması. Bir de gençlik ile olgunluğun karşılaştırılması ama Shakespare üzerinden hepsi:)

Bölüme girdiğimizde Stephen’ı kütüphane’de üç kişiyle Hamlet ile ilgili teorisini tartışırken buluyoruz. Kütüphanenin müdürü – Quaker mezhebinden- Lyster, bir eleştirmen ve yazar John Eglinton ve önceki bölümlerden tanıdığımız ünlü mistik şair George Russell (AE) . Bir nevi Dublin’in edebiyat otoritelerine kendini kabul ettirme gibi bir şey. İlk kısımlar genellikle Platoncu Russel’ın Aristocu Stephen’a müdahalesiyle geçiyor. Eglinton ara sıra Stephen’a gençliği üzerinden alaycı girdilerde bulunmaya çalışsa da fazla etkili olamıyor. Hamlet ve Shakespeare arasındaki bağlantı buralardaki ana tema
Başka bir kütüphaneci Bay Best giriyor içeri ve ilk bölümdeki Haines’in a önce kütüphanede oldğunu öğreniyoruz – İrlanda Pastoral şiirleri ile ilgili bir kitap alıp ayrılmış. Best de dahil oluyor ekibe. Bir süre Aristo /Platon , Shakespeare, aldatan eşi ve kardeşi, vb. gibi konuşmalardan sonra Stephen Hamlet’in aslında Shakespeare’in ölen oğlu Hamnet Shakespeare olduğunu söylüyor bir çok tezle. AE şairin borçları, ayyaşlığı vb. özel hayatı ile ilgili konulardansa yazdıklarına odaklanmanın daha doğru olacağını söylüyor ve Stephen’ın aklına adamdan aldığı borç geliyor. Zaten bir süre sonra da ayrılıyor AE. Moore’un evinde Rııssel’in genç şairlere ait bir seçkisi görüşülecek. Evet, Stephen yok seçkide.

Stephen Hamlet’i açıklamaya devam ediyor sonra. Ona göre hemen bütün oyunlarında kendinden bir parça var Shakespeare’in. AE ayrıldıktan sonra genelde tek taraflı gidiyor diyaloglar. Stephen sazı eline alıyor yani. Bu arada sabahtan beri kaçındığı Mulligan’a da yakalanıyor. Evet o da ekibimize dahil oluyor en sarkastik haliyle. Bu arada Bloom’un da kütüphaneye geldiğini öğreniyoruz bir görevliden -sakin bir silüet, başı yerde karanlık bir figür olarak tanımlanıyor metinde.
Tartışmaya döndüğümüzde Stephen’ın artık hakimiyet kurduğunu ve Shakespeare’ın sadakatsiz eşi, kardeşi, babası , ölen oğlu, annesi, vasiyeti, zenginliği, oyunlarındaki kendisi vb. bir çok konunun döndüğünü görüyoruz başımız da dönerek. Sonuna kadar böyle gidiyor zaten. Sonlarda Buck ile Stephen çıkarken Bloom2la karşılaşıyor. Mulligan’a arkasından atıp tutuyor adamın. Stephen da hayıflanıyor Buck’dan kopamadığı için.
Dokuzuncu bölüm söylediğim gibi zor olsa da, bir bakıma keyifli de bir parça. Kelime oyunları ve Shakespeare alıntılarıyla dolu. Yalnız okuduğum Fuat Sevimay çevirisi tam olarak verememiş orijinal metni. Her şeye rağmen Nevzat Erkmen’in çevirisi daha çok zevk veriyor bu bölümde. Ama İngilizce metinden takip etme imkânınız varsa çok daha iyi elbette. Ben şahsen yukarıdaki yöntemlerden üçüncüyü tercih etmekteyim. Kitap bittikten sonra geri dönüp her cümle özelinde Shakespeare’i tekrar tanımayı düşünüyorum.
Shakespeare’le başladık, onunla bitirelim. 98 yapımı Shakespeare in Love’dan bir dans müziği. Gezen Kayalarda görüşmek üzere.
[…] EATERSALTINCI BÖLÜM – HADESYEDİNCİ BÖLÜM-AİOLOSSEKİZİNCİ BOLUM-LESTRYGONİANYALİLARDOKUZUNCU BÖLÜM – SKYLLA VE KHARYBDİSONUNCU BÖLÜM-WANDERİNG ROCKSON BİRİNCİ BÖLÜM-SİRENLERON İKİNCİ BÖLÜM-KİKLOPLARON […]
BeğenBeğen