Demek Ulysses’i Okumak İstiyorsun? Bölüm 17-İthaka

Sondan bir önceki bölümdeyiz Ulysses’de. Eve dönüşün ikinci safhasında. Umarım Kirke’de halüsinasyona bolca doymuşsunuzdur, çünkü bu bölümde tamamen iç içe olacağız bilim ve gerçeklerle.

Bölümün isminden de anlayabildiğimiz kadarıyla İthaka’ya dönüyoruz nihayet Odysseia’da da. Gerçi geçen bölümde dönmüştük, ama saraya giriyoruz artık. Hala dilenci kılığında Odysseus. Telemakhos da başka bir yoldan gelmiş. Bir çare arıyor kahramanımız – pek tabii tek çözüm katliam:) Ertesi günün sabahında Penelope henüz uyurken bütün talipliler büyük salona toplanıyor. Kimsenin beceremediğini, Odysseus’un yayına ip geçirmeyi, yaşlı dilencimiz bşaarıor. Zeus da gök gürültüleriyle alkışlıyor kahramanımızı ve katliam başlıyor.  Olayların en kanlı anında Athena’nın siperi çatıda parlıyor ve talipliler büyük bir paniğe kapılıyor. Sonuç olarak öncelikle Antinnos (Mulligan) ve Eurymakhos olmak üzere tüm talipliler baba ve oğul tarafından öldürülüyor. Mutlu son 🙂 Katliam bitince Odysseus evi temizlerken Telemakhos’u bir yere gönderiyor. Sonra da henüz uyanan karısının yanına gidiyor. Penelope bu kanlı paçavralar içindeki adamın Odysseus olduğunu henüz kabul edemiyor.

Linati ve Gilbert Şemaları :

Zaman:  01:00-02:00 (Gilbert’te de 2 am geçiyor)

Sahne: Bloom’un evi   

Organ: İskelet

Sanat: Bilim

Renk: –

Simge: Kuyruklu Yıldızlar

Teknik: İlmihal (Kişisel olmayan-Linati’de diyaloh-pasif stil, füzyon olarak geçiyor)

Anlam: Silahlı Umut

Daha önceki bölümde söylediğim gibi bu son üç bölüm anki ilk üç bölüm ile paralel olarak hazırlanmış. Bu kapsamda ikinci bölümde “ilmihal (kişisel)” olan anlatım tarzı bu bölümde “kişisel olmayan ilmihal” şeklinde değişiyor. İlmihal hakkında hepimizin bir parça fikri var. Ama Hristiyanlıkta bu (cateshism) daha çok soru cevaplarla, küçüklere, gençlere ya da Hristiyanlığı sonradan kabul edenlere dini öğretmeye yönelik uygulama ve kitaplara deniyor. Böyle olunca bu bölüm de soru ve cevaplardan oluşuyor ikinci bölümün aksine. (Gerçi o bölümdeki içsel monologlarda da sorular vardı, cevapları daha göreceli olan)

Evet toplam 309 soru ve cevapta anlatılıyor bu bölüm. Bölümün sanatı da bilim. Bu da soruları, dolayısıyla bölümü olabildiğince katı ve bilimsel gerçeklere dayalı hale getiriyor. Zorlu bir bölüm olduğu söylenebilir, ama bazen sorularda bazen de cevaplarda öyle şeylerle karşılaşıyorsunuz ki gülümsemeden edemiyorsunuz. Joyce tekniğin yanında zekası ve oyunculuğunu burada da konuşturmuş. Sorular genelde  kataloglamaya yönelik (Kitaplar, görüntüler, raftaki malzemeler, günün harcamaları, Molly’nin taliplileri). Bazı cevaplar iki üç sayfayı bulurken, dört beş satırlık bazı soruların cevapları tek kelimede verilebiliyor, tamamen Joyce’un keyfine kalmış. Mesela Leopold Bloom ile Stephen Dedalus’un yaşları arasındaki ilişkiye aşağıdaki cevabı verebiliyor yazar. Böyle olunca da ara sıra sıkıcılaşan bölüm oldukça keyifli bir hale gelebiliyor.

16 yıl önce 1888′ de Bloom Stephen’ın şimdiki yaşındayken Stephen 6 yaşındaydı. 16 yıl sonra 1920′ de Stephen Bloom’un şimdiki yaşına geldiği zaman Bloom 54 yaşında olacaktı. 1936′ da, Bloom 70, Stephen 54 yaşındayken, ilk başta 16’ya 0 oranıyla başlamış olan yaşlarının oranı artık 17 .5’e 13.5 olmuş olacaktı, istenilen sayıda gelecek yıl bunun üzerine eklendikçe orantı artıyor ve muvazenesizlik azalıyordu, çünkü eğer 1883’teki orantı değişmeden kalsaydı, böyle birşeyin mümkün olduğunu varsayarsak, o zaman 1904’te Stephen 22 yaşındayken Bloom’un 374 yaşında olması gerekecekti ve 1920’de Stephen Bloom’un o anki yaşı olan 38 yaşındayken Bloom’un 646 yaşında olması gerekecekti ve de 1952′ de Stephen tufan sonrası dönemin maksimum ömrü olan 70 yaşına ulaştığında 1190 yıldır hayatta olması gereken Bloom 714 yılında doğmuş olacak ve böylece tufan öncesi dönemin maksimum ömrünü, Metuşelah’ın yaşı olan 969 yılı 221 yılla geçmiş olacaktı, ayrıca, Stephen da eğer bu yaşa ulaşacak kadar yaşarsa, M. S. 3072 yılında, Bloom’un 83.300 yıl hayatta kalmış olması gerekecekti ki bu da onun M. Ö. 81.396 yılında doğmasını gerektirecekti.

Nurgonk Yayınları, Sayfa 652

En az taklit edilen ya da esinlenen bölümlerden birisi olduğunu söylemem gerek yok herhalde İthaka’nın. İnsanlar romanlarında maddelere fazla girmek isemiyor. Ama aynı zamanda belki de karakterlerimiz hakkında en fazla bilgi veren bölüm. Zaten son bölüm olan Penelope’dan birkaç ay sonra yazmış Joyce bu bölümü. Eksik bir şey bırakmak istememiş anladığım kadarıyla fazla. Yani bu bölümde bazı soru işaretlerine cevap bulabiliyoruz kafamızdaki.

Joyceimages.com

Geçen bölümün sonundan başlıyoruz, önce gidiş güzergahları ve yolda konuşulanlar soruluyor ilk sayfalarda. Olaylar karşısında verdikleri tepkilerdeki benzerlikler, karşıtlıklar, denk düşen nokta, geçmişte benzer konuşmaların yapıldığı zamanlar vb. Sonra eve varınca anahtar olmadığı için Bloom’un (bir tür savaş manevrasıyla:)  duvarın üstünden bodruma inip kapıyı içerden açması birkaç soruda anlatılıyor. Stephen içeri giriyor ve Bloom su ısıtıyor ve kakao yapıyor. Biz de bu arada Dublin su dağıtım ağının ayrıntılarını, Bloom’un su ile sevdiği her şeyi  (yani su ile alakalı her şeyi), Stephen’ın hidrofobik olduğunu, suyun ısınması ile ayrıntılı hidrodinamik kanunlarını, akşam tıraş olmanın faydalarını  ve mutfak rafı muhteviyatını öğreniyoruz.

Dolap örtüsündeki iki yarış kuponu Bloom’un alnını kırıştırıp bazı düşüncelere sokuyor. Ama sonra yine keyifleniyor. Kafasında Stephen’ı (Molly’ye veya Mily’e) kabul ettirip olayları bir şekilde kontrol edebilmek var. Kakaolarını içiş hızlarından sonra Bloom’un yazdığı şiirleri, yaptığı anagram ve akrostişleri, kaçırdığı fırsatları öğreniyoruz. Stephen’la önceki karşılaşmaları ve ortak tanıdıkları, kısaca ikisinin de ortak ve ayrı geçmişi ile birbirleri hakkında bildiklerini sorguluyoruz.

Bloom bilim, Stephen ise sanat insanı. Bloom’un bir çok (Zihni Sinirvari) fikri var kitabın başından beri gördüğümüz gibi. Bunların yanında reklamcılıkla ilgili fikirleri de geçiyor buralarda. Sonrasında aralarında geçen bir diyalog Bloom’a intihar etmiş olan babasını hatırlatıyor.

Bu sorunlardan sonra en az diğerleri kadar zihnini kurcalayan ailevi sorun olarak “Karılarıyla ne yapacakları?”nı görüyor Bloom. Burada da Bloom’un kadınlar (özellikle Molly) ile ilgili birkaç soru/cevap mevcut. Sıra Yahudiliğe geliyor sonra. Bloom ve Stephen İbranice ve İrlanda dili (Gaelce) hakkında konuşup empati yapıyorlar. Burada Bloom gençliğin/yeninin öngörüsünü, Stephen ise yaşlılığın/eskinin birikimini hissediyor.

Bunlardan sonra Stephen bir yahudinin kızı hakkındaki açık saçık bir şarkıyı söyleyince aklına Milly gelen Bloom hafiften kırılıyor ama sessiz kalıyor. Milly ile benzerliklerini, farklılıklarını ve daha bir çok anı hatırlayan Bloom biraz kederleniyor.

Bloom’un davetine rağmen Stephen evde kalmayı kibarca reddediyor ama daha sonraki buluşmalar da kararlaştırılıyor.  Bloom Kirke’de aldığı parayı ona geri veriyor. Sonra da evden çıkış töreni, kuyruklu yıldız (bolca astronomik bilgi) ve geceye karşı birlikte işeme. Kilisenin çanları çalıyor, Stephen ayrılıyor.

Güneş doğmaya yakın Bloom yalnız. Odaya girerken kafasını yeri değişmiş bir dolaba çarpıyor. Haliyle kıllanıyor. Eşyalar, eski hatıralar. Aynada kitaplığını görüyor, biz de tüm kitapları sayıyoruz en ince ayrıntısına kadar.

Joyceimages.com

Üstünü çıkarıyor, günün bilançosunu hesaplıyor (Genelevdeki harcamaları dikkate almadan) Tutkuları, almak istediği ev, yapmak istedikleri, bunları başarmak için  nelerin olması gerektiği (hemen ve zamanı gelince ayrı olarak)vb. bir çok şey sıralanıyor ve biz de Bloom’un hayatı ile ilgili fantezilerini görebiliyoruz. Zaten nasıl çalıştığını bildiğimiz Bloom aklı, buralarda oldukça keyifli bir hal alıyor. Mesela ani bir refah artışı için gereken şartlar şöyle sıralanmış.

1 millik ya da daha çok mil ve yardalık ulusal bir handikap at yarışının (düz ya da engelli) l’e 50 veren sürpriz bir at tarafından Ascot’ta (Greenwich saatiyle) öğleden 3 s.  8 dk. sonra kazanılmış olduğunu nokta ve çizgi sistemiyle haber veren şahsi bir telsiz telgrafın Dublin’ de öğleden sonra 2.59′ da (Dunsink saatiyle) bahis oynamaya müsait bir saatte alınması. Büyük parasal  değer  taşıyan  bir  nesnenin  (değerli  taş, zamklı  ya  da  erörlü  posta  pulları  (7  şilin,  mor,  perforasyonsuz,  Hamburg,  1866: 4  peni,  gül  rengi,  mavi  kağıt,  perforasyonlu,  Büyük  Britanya,  1855:  1  frank,  taş grisi,  resmi,  tırtıllı,  çapraz sürşarjla,  Lüksemburg,  1878),  antika  hanedan  yüzüğü, eşsiz bir eser) olağandışı yerlerde olağandışı yöntemlerle beklenmedik keşfi :  havada (uçan  bir  kartal  tarafından  düşürülerek),  ateşte  (yanıp  kül  olmuş  bir  abidenin kömürleşmiş  kalıntılarından),  denizde  (deniz  yüzeyinde,  karaya  vurmuş  olarak, batık yahut terkedilmiş gemilerde),  toprakta  (besin  olarak kullanılmaya  müsait bir kuşun kursağında). İspanyol bir mahkûm tarafından, mücevherler ya da nakit ya da altın külçelerinden oluşup 100 sene evvel mali bünyesi güçlü bir banka şirketine %5 bileşik faizle yatırılmış ve  toplam değeri £ 5.000.000 stg  (beş milyon paunt sterlin)’e ulaşmış olan uzaklardaki bir hazinenin bağışlanması. İhtiyatsız bir sözleşme tarafıyla yapılacak, herhangi bir emtianın 32 partisinin sevkiyatını teslimatta nakit ödeme karşılığında satma sözleşmesi, ilk partinin fiyatı 114 d. olup partilerin fiyatları çarpanı 2 olan bir geometrik seriyle daimi olarak artacaktı (114,  1/2, 1  d., 2 d., 4 d., 8 d., 1 s. 4 d., 2 s. 8 d. ve bu şekilde 32. terime kadar sürecekti). Olasılık kanunlarının incelenmesine dayalı mufassal bir planla Monte Carlo’ daki kumarhanenin kasasının iflas ettirilmesi. Dairenin kareleştirilmesi denen ezeli meselenin halli ve hükümetten £ 1.000.000 sterlinlik ödülün tahsili.

Nurgonk Yayınları, Sayfa 688

Neyse yatmadan önce gizli ve normal çekmece muhteviyatını da öğreniyoruz (rektum tedavisinde kullanılan bir ilacın faydaları ile birlikte:) Babasının intihar mektubu ve Bloom’a bıraktıkları da var, yine çeşitli anılar, onun sayesinde rahat bir adam olarak yaşıyor Leopold, o olmasaydı… evet onlar da sıralanmış.

Ayrılmak ve ayrılmamak arasındaki uzun karşılaştırmadan sonra yatağa giriyor Bloom Molly’ye ters bir şekilde. Bir erkeğin izini hissediyor yatakta. (Fuat Sevimay çevirisinde başka bir erkek bedeninin varlığı olarak görünce epey bir kıllanmıştım- neyse ki izmiş sadece:) Nedense gülümseyip (Bütün erkekler kendilerini ilk giren olarak görmesine rağmen uzun bir sıranın sonunda olduklarını fark edememeleri nedeniyle olduğunu söylüyor kitap) tahmin ettiği tüm erkekleri sayıyor teker teker. Bunlara karşı duygular (Haset, kıskançlık, inkâr ve sağduyu) ve yapılabilecekler de bir bir geçiyor önümüzden.

Sonra ama, bir şekilde tatmin oluyor verdiği karardan. Molly’nin kalçalarını öpüyor. Uykulu Molly’e günün olaylarını (tedbirli bir şekilde) anlatıyor. Stephen ön planda anlatımında, profesör ve yazar olarak. Molly yaklaşık 11 yıldır bir ilişkileri olmadığını, Bloom ise Milly’nin ergenliğinden beri aralarındaki gerginliği düşünüyor. Sonunda Bloom seyahatlerinden dönen denizci Simbad olarak istirahate başlıyor ve bölüm kocaman bir nokta ile bitiyor. (Fuat Sevimay ve Nevzat Erkmen çevirilerinde nokta yok)  

Biraz katı gibi görünse de oldukça zevkli bir bölüm Ithaka da. Odysseus’la da bolca paralellik var. Penelope’ye girerken Bloom ve Stephen’dan ayrılıyoruz nihayet. Bir sonraki bölümde sadece Molly ve saf bilinçakışı var. Kitabın son bölümünde görüşmek üzere. İsteyenler için İthaka’nın kısa bir özetini koydum aşağıya (Kusura bakmayın, başka bir video bulamadım bu kez)

“Demek Ulysses’i Okumak İstiyorsun? Bölüm 17-İthaka” için bir yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s