Zaman uçuyor, bazen bir martı
Bazen bir kar tanesi
Bazen bir çocuğun şapkası
Bazense ateşten kaçan küller gibi
Arkasında bıraktığı
Garip bir insan müsveddesi
Bir kaç da geçmiş kırıntısı
Kıpırdanıyor işte biri
Akşam, herhangi bir akşam
Bekliyorsun, kafanda başka bir yarın
Düşünüyorsun ihtimalleri
Gözlüğünde tereddüt işaretleri
Pencereden yansıyan çaresizliğin
Siliniyor yavaş yavaş izler
Uçuyor arkasına bakmadan
Başka bir kırıntı, başka bir rüya
Başka bir akşam, bu kez neşeli
Sonrası hüzün ama, çok belli
Aralığın kar koktuğu gibi
Sen de ayrılık kokuyorsun
Kaç melek geçiyor o sesizlikten
Uçuyor o da, yıldızlar sessizce düşerken
Kalan kırıntıya düşüyorsun sen de
Gençsin bu kez, aptalsın haliyle
Delisin, hastasın, aşıksın yine
Her şeyi yapıyorsun bu kez
Tüm keşkeler canlanıyor onun için
Akıyor hayatın, damarlarından üstüne
Zaman göreceli diyemeden daha
Uçup gidiyor yine ekrandan
İnsanlar, senin insanların
Siliniyor birer birer yaşantından
20 yıl, 20 saniye sonra
Kalan gene aynı kırık müsvedde
Bir şeyler söylemeye çalışıyor sanki
Çok geç ama
Çoktan uçmuş zaman
Bir kelebek, bir balon
Hayır, eski bir filmdeki poşet gibi
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili