Başka Bir Çeviri – Çorak Ülke (III) – T.S.Eliot

Ateş Vaazı[1]

 Nehrin tentesi çökmüş, son yapraktan parmaklar da

Kavrayıp ıslak kıyıyı gömülüyor içine.  Rüzgâr geçiyor

Kahverengi topraklardan usul usul. Su perileri ayrılmış. [2]

Tatlı Thames, yavaşça ak, bitecek birazdan şarkım.[3]

Nehir artık taşımıyor boş şişeleri, sandviç paketlerini

İpek mendilleri, karton kutuları, izmaritleri

Ya da yaz gecelerinin diğer şahitlerini. Su perileri ayrılmış.

Ve arkadaşları, kenti yönetenlerin aylak mirasçıları;

Onlar da ayrılmış, adres bile bırakmadan.

Leman Gölünün kıyısına oturup ağladım…[4]

Tatlı Thames, yavaşça ak bitecek birazdan şarkım.

Tatlı Thames, yavaşça ak, çok fazla uzatmayacağım

Ama arkamda soğuk bir nefesle duydum sesini[5]

Kemiklerin tıkırdaması ve kıkırtılar kulaktan kulağa geçti

Bir sıçan sürünüyordu sessizce bitkilerin arasında

İğrenç göbeğini kıyıya sürterek

Ben  donuk kanalda balık avlarken[6]

Bir kış akşamı, gazhanenin arkasında ,

Aklım  kral kardeşimin uğradığı deniz kazası[7]

Ve ondan önce ölen kral babamda.

Islak zemine uzanmış beyaz çıplak bedenler,

Ve küçük, alçak ve kuru bir tavanarasına savrulmuş,

Yıldan yıla bir sıçanın ayaklarıyla takırdayan kemikler. 

Ama arkamda zaman zaman duyarım[8]

Baharda Sweeney’i Bayan Porter’a getiren[9]

Korna ve motorların sesini .[10]

Ah, ay parlıyordu Bn. Potter’ın

Ve kızının üstüne

Onlar ayaklarını yıkadılar sodalı suyla.[11]

Et, O ces voix d’enfants, chantant dans la coupole![12]

    Twit, twit, twit

Cik, cik,cik, cik, cik, cik

Canice  zorlnmş

Tereu[13]

    Hayal Şehir[14]

Kış vakti bir öğlen, kahverengi sisin altında

İzmirli tüccar, Bay Eugenides,[15]

Tıraşsız, cebi kuş üzümüyle dolu,

C.i.f.[16]Londra damgası görünüyor belgelerde,

Kabaca bir Fransızcayla teklif etti

Cannon Caddesi  Otelinde bir öğle yemeği  ve

Sonrasında  Metropol’de[17] bir hafta sonu geçirmeye.

    Menekşe saatlerinde günün, gözler ve sırt

Doğrulurken eğildiği masadan, insan makinesi

Beklerken ite kaka çalışan bir taksinin beklediği gibi

Ben, Tiresias[18], iki hayat arasında ite kaka çabalayan,

O buruşuk kadın göğüslü yaşlı adam,  kör olsam da görebiliyorum

Menekşe saatlerinde günün,  akşam saatinin eve doğru

Gayretini ve yuvaya getirmesini gemicileri denizden,[19]

Daktilocu kızı, çay saatinde evde, kahvaltısını toplarken, ocağı

Yakıp, konservelerden yiyecekleri çıkartırken.

Pencerenin dışına cesurca yayılmış,

Güneşin son ışınlarının dokunduğu  kuruyan kombinezonları,

Divanın üstü (geceleri yatak olarak kullandığı)

Uzun çoraplar,terlikler, gecelikler ve korselerle dolu

Ben, Tiresias,  yaşlı adam pörsümüş koca memeli,

Sahneyi görüp, tahmin ettim gerisini –

Gözledim ben de beklenen konuğu.

Genç adam, kan çıbanlı olan, girer

Cüretkar bakışıyla,küçük bir emlakçı katibi

Aşağı tabakadan ama kendine güveni var

Sanki Bredford’lu [20]bir milyonerin ipek şapkası gibi.

En uygun zaman şimdi diye düşünür adam

Yemek bitmiş, kız yorgun ve sıkılmış

Okşama çabaları istenmese bile tam

Adamın girişimlerine hala karşı çıkılmamış.

Kızarmış ve kararlı, saldırır adam bir anda

Arayan eller karşılaşmaz bir müdafaayla

Kibri gerek duymaz zaten bir karşılığa

Ve neşeyle karşılar  bu umursamazlığı o da.

(Ve ben, Tiresias, önceden çektim tüm bu acıları

Yaşananları; bu divan ya da yatak üzerinde,

Ben, ki  yerim Teb’in[21] surların aşağı yanı 

Ve yürürüm  ölülerin en aşağılığı ile birlikte)

Son bir aferin öpücüğü daha bağışlar kıza

Ve karanlık merdivenlerde yolunu bulmaya çalışır..

Döner ve bir anlığına aynaya bakar kız

Sevgilisinin ayrıldığını tam ayrımsamadan

Beyninden tek bir derme çatma düşünce geçmekte

“Eh, neyse ki oldu, bittiğine sevindim”

Bu güzel kız bir gün, çılgınlığa kapılıp da

Yalnız başına yeniden odasında dönüp durursa

Elleri otomatik olarak saçına gider düzeltmek için,

Sonra da bir plak koyar gramofona[22]

“Denizdeyken bu müzik nüfuz etti bana”[23]

Ve Strand’dan Kraliçe Victoria caddesine[24] dek

Ah,Şehir, Şehir.  Bazen Aşağı Thames caddesinde

Bir meyhanenin dibinde, duyarım

Bir mandolinin keyifli sızlanmasını,

Ve fildişi beyazı ile altından destansı ihtişamıyla

Magnus Martyr kilisesinin duvarları

Yanında öğle keyfi yapan balıkçılardan

Gelen  takırtı ve lakırdıları.

       Irmak terler[25]

    Yağ ile katranla

    Mavnalar yüzer

    Sular alçaldığında

    Kızıl yelkenler

   Şişmiş

   Rüzgaraltına, döndür koca sereni

   Mavnalar yıkıyor

   Sürüklenen kütükleri

   Greenwich’in aşağısını geçip

   Köpekler adasını atlarlar

           Weialala leia

           Wallala leialala[26]

       Elizabeth ve Leicester[27]

   Çarpan Kürekler

   Pupa düzelmiş

   Yaldızlı deniz kabuğu

    Kırmızı ve Altın

   Sert dalgalar

   İki kıyıya da vurdu

   Güneybatı rüzgârı

   Aşağı taşıdı akıntıda

   Çan seslerini

   Beyaz Kulelerin

           Weialala leia

           Wallala leialala

   “ Tramvaylar ve tozlu ağaçlar

Highbury doğurdu beni.. Richmond ve Kew [28]

Bozdu beni. Richmond’da dar kanolar

Sırt üstü  yatarken kaldırdım dizlerimi”

    “Ayaklarım Moorgate’de[29] ve kalbimi

Aldım ayaklarımın altına. Olduktan sonra

Ağladı.  Bana ‘Yeni bir başlangıç’ vaat etti.

Ben yorum yapmadım. Neden güceneyim ki ona?”

    ‘Margret Kumsalında[30]

Birleştiremem

Hiçbir şeyle hiçbir şeyi

Kirli ellerin kırık tırnaklarında

Mütevazi bir halk benimki,  bekleyemezler

Hiçbirşeyi ‘

                   la la

    Kartaca’ya o zaman geldim. [31]

    Yanıyor yanıyor yanıyor yanıyor[32]

Ey Tanrım çıkar beni dışarı[33]

Ey Tanrım çıkar beni

    Yanıyor


[1] Buda tarafından verilen , dünyevi ihtiraslara karşı oyma üzerine vaazlar.

[2] Nymph – BU bölümdeki iki gönderme  (Spenser ve Day) de geçiyor.

[3] Edmund Spenser’in Prothalamion şiirinden

[4] Eski Ahit – Mezmurlar’dan “Babilin ırmaklarının kıyısında oturdum ve ağladım”a gönderme. Leman İsviçre’deki Cenova Gölünün Fransızcası Eliot Çorak Ülke’yi yazarken burada bir süre rehabilitasyona girmiş.

[5] Andrew Marvel- To his Joyhy mistress- Eliot Zamanın kanatlı arabasını ölüm ile değiştiriyor.

[6] Balıkçı Kral- Kelt mitolojisinden bir efsane. Daha sonra bir çok eserde boy göstermiş, kutsal kase efsaneleri arasına girmiştir. Şiirde de kendisine bolca atıf yapılmış

[7] Yine Tempest-W.Sahkesapeare

[8] Andrew Marvel- To his Coy Mistress

[9] Sweeney Eliot’un başka eserlerinde dekullandığı kaba bir erkek karakteri,

[10] The Parliement of Bees- Johhny Day (Şiirdeki Diana ve Actaeon’u değiştirerek motor sesleriyle günümüze uyarlıyor Eliot. Avcı tanrıça Diana’yı mağarada banyo yaparken görüyor. O’da adamı geyiğe çeviriyor.

[11] Eliot döneminde popüler, seks ile ilgili bir şarkı./ Sodalı su vaftiz suyu gibi temiz olmadığındna, ahlaksız şeyleri çağrıştırabilir?

[12] Verlaine- Pastoral  “Ah, çocukların sesleri kubbe içerisinde şarkı söylüyordu.” Buda’nın vaazındaki gibi, kendini dünyevi zevklerden mahrum bırakan bir şovalyenin öyküsü

[13] Burada 2. Bölümdeki duvar resminde geçen Kral Tereus’un Filomeli’ye tecavüz sahnesi anlatılıyor. Tereu aynı zanmanda bülbül sesi olarak da kullanılmış Elizabeth dönemi şairleri tarafından

[14] İlk bölümde geçiyor. C.Baudiliare-Yedi Yaşlı Adam

[15]  Tarotlardaki tek gözlü tüccar

[16] Nakliye ve sigorta satıcıya ait anlamında bir deniz ticareti terimi

[17] Hem Cannon Cadesi Oteli , hem de Metropol’ün dönemin gözde eşcinsel mekanlarından olduğu söyleniyor.

[18] Ovid’de de geçen lanetlenmiş, çift cinsiyetli, dünyayı her iki cinsin bakış açısından görebilen kahin, yaratık. Eliot’uın notunda kendisinin gerçekte bir karakter olmamasına rağmen şirdeki en önemli kişi olduğu, bütü erkekler ve kadınların tek kişi olduğu onların da Tiresias olduğu ve onun gördüğünün aslında bu şiirin özü olduğu söylenmekte.

[19] Eliot’un notu, tam Sapho’nun dizesi olmayabilir ama akşam evine dönen liman işçileri ya da balıkçılar kalmış aklımda

[20] 1.Dünya savaşı sonrsında zenginlerin çıktığı bir kent

[21] Tiresias’ın yaşadığı yer

[22] Olicer Goldsmith- Vicar of Valley

[23] W.Shakespeare – Tempest

[24] Londra’da caddeler

[25] Thames kızlarının şarkısı. Elitor bunu Wagner’in Götterdämmerung operasındaki Ren-kızlarına benzetiyor

[26] Götterdämmerung operasında geçiyor

[27] Kraliçe 1.Elizabeth ile Leicester Dükü arasındaki umutsuz aşk

[28] Dante – Araf V.133’e gönderme. Hepsi Londra’da bölgelerin isimleri . Richmond kayıklarıyla meşhurmuş

[29] Londra’da yoksul bir mahalle

[30] 1921’de Eliot’un ruhsal bir tükenme nedeniyle rehabilitasyona girdiği bölge

[31] Aziz Augustin’imn itirafları

[32] Eliot’un notu. Henry Clark Warren’in Çevirilerle Budizm kitabından. Ateş vaazının tam metnindne alınmış ve Dağdaki vaaz kadar önemli.

[33] Aziz Augustin’imn itirafları

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s