Gök Gürültüsünün Dediği
Terli yüzlerde meşalenin kızılı kaybolunca,[1]
Bahçelerdeki dondurucu sessizlik yok olunca,[2]
Kayalık yerlerdeki ıstıraplar sona erince[3]
Bağırışlardan ve ağlayışlardan
Hapisten ve saraydan ve baharın gökgürültüsünün
Uzak dağlardaki yankılanışından sonra[4]
O ki yaşıyordu bir zamanlar, şimdi ölü[5]
Bizler de yaşıyorduk, ölüyoruz şimdi[6]
Kalan bir parça sabırla.
Burada su yok[7], sadece kaya
Kaya ve susuzluk ve kumlu yol
Dağların arasından döne döne yukarı tırmanan yol [8]
O suyun olmadığı kayalık dağların
Su olmuş olsaydı eğer, durup içmek gerekirdi o an
Kayaların arasında durup düşünemiyor insan
Terler kurumuş, ayaklar kumda
Su olsaydı bari kayaların arasında
Ölü dağın çürük dişlerle dolu ağzı tüküremez
İnsan burada, yatamaz, oturamaz ya da dikilemez
Sessizlik bile yok bu dağlarda
Sadece yağmursuz, kuru kısır gök gürültüsü
Yalnızlık bile yok bu dağlarda
Sadece çatlamış kerpiç evlerin kapılarındaki
Homurdanıp bükülen dudaklar ve kızarmış asık suratlar
Ah, su olsaydı
Ve kaya olmasaydı
Kaya olsaydı
Ve su aynı zamanda
Bir pınar
Kayanın etrafında bir göl[9]
Sadece sesi olsaydı suyun
Ağustos böceği ya da
Kuru otların şarkısı değil
Hani çam ağaçları arasında münzevi ardıcın
Şarkı söylediği kaya üzerindeki suyun sesi
Şip şop şip şop şop şop şop[10]
Ama su yok
Her zaman senin yanında yürüyen bu üçüncü de kim?[11]
Saydığımda sadece sen ve ben varız, beraber
Ama önümüzdeki beyaz yola baktığımda
Hep yanında yürüyen başka biri oluyor.
Kayıyor boz harmanisi içinde, başlığı kapalı,
Anlamıyorum erkek mi kadın mı.
– Ama o öbür tarafında yürüyen kim ?
Bu yükselen ses de ne havadaki?[12]
Ana ağıdının uğultuları
Kimdir bu sonsuz ovalardan akın akın gelen,
Bomboş ufukların kuşattığı
Çatlak topraklarda tökezleyen başlıklı kalabalık
Hangisi bu dağların üstündeki şehir
Çatırdayan ve düzelen ve menekşe gökyüzüne patlayan
Yıkılan kuleler
Kudüs, Atina, İskenderiye
Viyana,Londra
Hayal [13]
Bir kadın gerdi uzun kara saçlarını sıkıca[14]
Ve çaldı kemanıyla fısıltının müziğini o tellerde
Ve bebek yüzlü yarasalar menekşe ışıkta
Islık çalıp çırptılar kanatlarını sertçe
Ve kara bir duvardan başları eğik aşağıya süzüldüler
Ve havada tepetaklak duran, saatlerle birlikte
Hatırlatıcı çanlar çalan kuleler,
Ve boş sarnıçlar ile kör kuyulardan yükselen şarkılar
Dağların arasındaki bu çürümüş delikte
Soluk ay ışığında, çökmüş mezarlar üstünde
Çimen şarkı söylüyor, şapel hakkında[15]
İşte boş şapel, sadece rüzgarın konağı.
Cam çerçeve yıkılmış, kapı çarpar durmadan
Kuru kemikler zarar vermez kimseye
Sadece bir horoz durur çatının ucunda
Koko ri ko ko ko ri ko [16]
Bir şimşeğin çakışı esnasında. Sonra nemli bir fırtına
Getirir yağmuru.
Alçalıyordu Ganga[17] ve güçsüz yapraklar
Bekliyordu yağmuru, bu arada kara bulutlar
Toplanmıştı uzakta, Himalvant’ın[18] üstünde
Vahşi orman büzüldü, kamburlaştı sessizce
Sonra konuştu Gökgürültüsü
Da[19]
Datta[20]– Ne veriyorduk?
Dostum, kan titretiyor kalbimi
Sağduyu çağının asla geri çeviremeyeceği
Bir anlık teslimiyetin korkunç cesareti
Bununla ve sadece bununla var olduk
Ölüm ilanlarımızda yazmaz bunlar
Ya da iyiliksever örümceğin [21] dokuduğu anılarımızda
Veya boş odalarda sıska avukatların
Kırdığı mühürlerde
Da
Dayadhvam[22] – Anahtarı duydum.[23]
Kapıda bir kez, sadece bir kez döndüğünü
Anahtarı düşünürüz, hepsi kendi zindanında[24]
Anahtarı düşünür, hepsi onaylar bir zindanı
Yalnızca gece karanlığında, uhrevi söylentiler
Canlandırır düşmüş bir Coriolanus’u[25], bir anlığına
Da
Damyata[26]: Tekne sevinçle
Cevap verdi, yelken ve kürekte usta olan ele
Deniz sakindi, Kalbin sevinçle
Cevap verirdi çağırıldığında, çarparken
O kontrol eden ellere göre.
Kıyıda oturmuş,
Balık avlıyordum[27], arkamda kurak düzlük
Topraklarımı düzene koyabilecek miyim en azından ?[28]
Londra Köprüsü yıkılıyor, yıkılıyor, yıkılıyor[29]
Poi s’ascose nel foco che gli affina[30] |
Quando fiam ceu chelidon[31]—Ah, kırlangıç, kırlangıç |
Le Prince d’Aquitaine à la tour abolie”[32] |
Destek yaptım bu parçaları harabelerime[33]
O zaman uyarım ben size. Hieronymo delirdi yine.[34]
Datta. Dayadhvam. Damyata.[35]
Shantih Shantih Shantih[36]
[1] Bu ilk kısımda İsa’nın çarmıha gerilişi ve sonrası anlatılmakta, kırmızı yüzler İsa’yı almaya gelen muhafızlar olabilir.
[2] Getsemani bahçesi – isa^nın çarmıha gerilmeden önce tutulduğu ve dua ettiği bahçe
[3] Çarmıha gerilme anı
[4] İsanın ölümünden hemen sonra olduğu söylenen deprem
[5] İsa’nın ölümü
[6] Hayat çarkı?
[7] İsa kendini yaşayan su olarak tanımlıyormuş?
[8] Musa’nın çıktığı dağ. Exodus 17: Tanrı İsrailoğulları için kayalardan su çıkartır? İsa’nın habercisi?- İlk Kral Arthur efsanelerinde geçen Tehlikeli Şapel (Shapel Perilious)’e de gönderme olduğu söyleniyor.
[9] Pınar ve Kaya etrafındaki göl incilde geçen imgeler
[10] Eliot’un notu – Bu Quebec’de işittiğim Turdus aonalaschkae pallasii (Münzevi ardıç9’tır. “Kuzey Amerika’nın Kuşları” kitabında Chapman benzersiz bir ötüşü olduğunu ve “Su Samlama Şarkısı”nın meşhur olduğunu söylüyor.
[11] Eliot’un Notu – BU olay Antartika’ya giden keşif yolculuklarında grubun aslında olmayan 3. Bir kişi görmelerinden esinlenmiş. – Aynı zamanda İsa’nın çarmıha gerilmesinden sonra iki müridinin Emmaus’a yolculuğunda İsa’nın onlara katılması ama müritlerin onu görememesi olayına da göndereme var.
[12]Eliot’un Notu- Hermann Hesse –Blick ins Chaos (Kargaşaya bakış) (Bu kısım )
[13] Bölüm 1 ve 3’deki Hayal Şehir
[14] Cehennem ? H. Bosch – Dünyevi Zevkler Bahçesinde?
[15] Tehlikeli Şapel
[16] Fransızca horoz ötüşü – Hamlet’de Horoz ötüşü kötü ruhların kaçışmasının işaretidir
[17] Sanskritçede Ganj. Hinduizm’de sularının insanların günahların bir kısmını temizleyip onları hayat-ölüm çarkından kurtarabileceğine inanılır.
[18] Himalayaların tepesi
[19]Hindu Kutsal Kitaplarından Brihadaranyaka–Upanishad,’da geen br Fabl – Tanrılar, İnsanlar ve Şeytanlar Ulu Prajapati’den kendileriyle konuşmasını ister. Prajapati üçüne de sadece DA der, İlk grup bunu DATTA- vermek olarak, ikincisi Dayadhvam- Merhamet göstermek olarak, üçüncü grup ise Damyat- kendini kontrol olarak alır.
[20] Sanskritçe Vermek
[21] Eliot’un Notu – John Webster- Beyaz Şeytan V. – Örümcek senin mezartaşına ince bir perde çekmeden önce
[22] Sanskritçe Yakınlık duymak, merhamet etmek
[23] Dante- Cehennem XXXIII Ugolino’nun çocuklarıyla birlikte Kuleye hapsedilmesi anlatılıyor.-Ve aşağıda bu korkunç kulenin kapısının kilitlendiğini duydum”
[24] Her birimiz hendi izale hücrelerimizde anahtarımız düşünüyoruz. Zindanlarımızın kapılarını açabilirsek, yakınlık duyabileceğiz belki diğerlerine?
[25] W.Shakespeare – Coriolanus – Bir çok savaş kazanan gururlu Romalı Kumandan Coriolanus’un öyküsünü anlatır. Ancak daha sonra sistemi kendisine ihanet eder. Roma onu sürgüneyolladıktan sonra gururunun zindanından kurtulur. ?
[26] Sanskritçe kontrol etme
[27] Jessie Weston – From Ritual to Romance- Balıkçı Kral bölümü
[28] Eski Ahit. Yeşaya kitabı Bölüm 37. Balıkçı kral ölenler ve yeniden doğacakların toprakları arındırıyor?
[29] Bu bilinen çocuk şarkısında hangi malzemeyi kullanırsak kullanalım köprünün yıkıldığı anlatılıyor. Yeni dünyada da hatalar yapılmaya tekrar ediliyor, çark dönüyor? Şarkıda aynı zamanda anahtarı al, kızı kilitle diye bir bölüm de varmış?
[30] “Sonra baktım alevde yitip gidişine” – Dante- Araf XXVI – Ey, seni dağın yamacına çıkaran / Ne alazlanan ne de ayazlanan o güç adına / Rica ediyorum senden ki dindir acılarımı”. Sonra baktım alevde yitip gidişine.
[31] “Ne zaman bir kırlangıç gibi olacağım. – ”Elliot’un notu- Pervigilium Veneris Bkz.Filomela ile ilgili 2.ve 3. Bölümler (Burada Filomela kırlangıca dönüşmüş?)
[32] Akitanya Prensi yıkık kuleye – Gerard de Nerval, El Desdichado Sonesi
[33] Parçalardan oluşan bu şiiri ve kendi hayatını kastediyor.
[34] Thomas Kyd – İspanyol Trajedisi – Oğlunun öldürülmesiyle deliren Hieronymo kendisinden bir oyun yazılması istenince “ben size uyarım” diyerek oyun akışında katilleri öldürerek intikamını alıyor. Çılgınlıktaki bilgelik?
[35] Sanskritçe Ver, Yakınlık Duy, Kontrol et
[36] Eliot’un notu/ Üç defa tekrarlanan bu kelime Bir Upanishad’ın sonuna ekleniyor. “Anlamayı Aşan Huzur” gibi zayıf bir çevirisi var.