Tekvin

Başka bir tanrının hikayesi bu, 
Ateşle başlayan kayıp bir tanrının.
Ya da kaybeden, bir tanrı için
Kullanılabilirse eğer o kelime.
500 ya da 5000 yıl önce günümüzden
Valsten başka danslar
Yeni yeni yükselmekteyken
Ve berberler ve tellallar
Ve pireler ila bilhassa develer
Henüz mevzubahis bile değil iken
Çöplerin içinden yükselen bir ses
Bir tenör, kontrbas, hayır bir siren
Sigarasını sararken gizlice zaman
Doğuyor ateş sürerken gizlice herkesten
Binlerce ismi olacaksa da ileride
Sönük diyelim biz şimdilik ona
Gözlerin onca valsinin hatırına
Kalbimizde de kalır belki o zaman
Hafızamızın ve aklımızın yanında.
O bildik günlerdendi şarkıda geçen
Hani bir yanda ağızlarını şapırdatan zenginler
Diğer tarafta devrim türküleri söylüyor sevgililer
Ve tabii ki anlamsızca etrafı seyredip
Her şeye küfrederek prim yapan çakma Nietzscheler
Bildiğiniz dünyalardan yani.
Ülke önemli değil , şehir bir nevi Jerusalem
Kudüs de olabilir, Nasıra hatta İstanbul
Ne de olsa sevmeyecekseniz hiçbiriniz
Ankara olsun bari en iyisi
Deniz de yok orada hem
Evet Ankara'nın bağrında bir akşamüstü
Sönük namlı bir tanrı dünyaya düştü
Gökleri griden maviye çevirmek isteyen
Denizleri yeşilden maviye
Hayatı pembeden maviye
Müziği tamamen maviye
Bir kitabı vardı elbette Sönüğün de diğerleri gibi
Hatta peygamber, elçi, melek,
Her şeyden binlerce defa vardı
Ama gerek yok şimdi boş insanlara paye vermeye
Kitap yeterli her zaman olduğu gibi
İlk satırlar anlatıyor işte tanrımızın mealini
"Nedir bu şarkı kafamın içinde dönüp duran ,
OKB mi yoksa endomusya mı bu yaşadığım,
Yağmur yağmıyor mu burada artık gerçekten,
Paki ya bu sağanak nereden çıktı?
Ben mi kafası karışık bir tanrıyım
Yoksa oyun oynayan birisi mi var düzenle?
Sen ki hiç bir zaman bu şehri sevmedin
Neden ayrılmıyorsun yurdundan?
Ardında bıraktıklarının mı bekliyorsun anlamasını?
Yağmur ve soğuk ve geç olmuştu doğduğumda
Diğerleri avantajlıydı tabii ki bana göre
Yaratmışlar her şeyi işte
Bana kalmamıştı elle tutulur bir şey
Oku bile diyemedim
Herkesin elinde ince ince kitaplar
İki üç kişi Olric diye bağırdı bana
Deniz de yok hem nasıl bir yer burası?
Niye bu lanet dünyaya düştüm kü sanki?
Bitirmişler her şeyi ilk gelenler,
Onların söylemediği bir şey bulmalıyım hemen.
Ey insan ve diğerleri
Kaybetmen önemli değil, yine katıl yaşama, yine kaybet
Hep kaybedeceksin zaten, öyle yapmışlar buraları
Olabilecek tüm zamanlar var önünde
Önemli olan aldırmaman olan bitene
Dönüp duracak bu devran sürekli, söylediklerinin aksine
Biri unutulacak yavaşça, diğeri çıkacak sonra öne
Yaşanacak, olan biten hep aynı olacak yine de
O yüzden ne yaparsan yap ama asla önemseme"
Burada bitiyor Sönüğün ilk kitabının ilk kelimeleri
Anladığım kadarıyla tanrılar çok önem veriyor kafiyeye
Ama daha 500 ya da 5000 yıl evveldeyiz
Şiir elbette bu aralar her şeyin başı
O yüzden lütfen kendisini fazla eleştirmeyiniz
Önemli olan katılmak ne de olsa
Zamanın külleri de dökülmek üzere zaten
Sirenler söylüyor hala şarkısını Sönüğün
Çiçeklerin arasında bir ruh doğacak belki
Onu anlatmak için tüm insanlara ve diğerlerine
Ama henüz bunun için çok erken
Daha tekvin kısmındayız olan bitenin
Kimbilir başka hangi sınavlar çıkacak karşımıza
Ve Sönük neye ol diyecek göze girmek için?
Haydi hep beraber Halleluyah ve Amin
Ve bittabii;
"Run away, turn away, run away, turn away, run away"

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s