On üçüncü bölüme kadar gelebildik kazasız belasız diye başlamayı düşünüyordum aslında yazıya. Ama ne yazık ki dün (16 Nisan 2020) bu kitabı uzun bir yolculuk sonucunda Türkçemize kazandıran – ve burada da arkasından bolca laf ettiğim – Nevzat Erkmen’in Covid-19 nedeniyle aramızdan ayrıldığını öğrendik. Kendisi Türkçeye kazandırdığı bir çok değerli eserin yanında Türkiyede zeka oyunları kültürünün gelişmesine de büyük emek sarf etmişti. Başımız sağ olsun.
Ulysses Nevzat Erkmen çevirisiyle 1996 yılında çıktığında, Yapı Kredi Yayınları normal baskının yanında iki ciltlik başka bir baskısı daha yayınlamıştı. İşte o ilk ciltteki son bölüm Nausikaa. Yani fiziksel olarak da kitabı yarıladık diyebiliriz nihayet. Peki ne ya da kim bu Nausikaa? Odysseia’ya bakalım hemen.

Hatırlarsınız Odysseus Calypso’nun adasından ayrıldıktan sonra Poseidon’un üzerine saldığı bir fırtınaya maruz kalmıştı. Bu bölümde denizci bir halk olan Phaiaklar’ın ülkesinde bir nehrin ağzında kıyıya çıkabiliyor kahramanımız. Bitkin, derbeder, kıyafetleri parçalanmış bir halde çalıların arasında uyuyakalıyor sonra da. Ülkenin prensesi olan Nausikaa nedimeleriyle beraber çamaşır yıkamaya geliyorlar nehre. Bir süre sonra oynadıkları top Odysseus’un yanına kaçıyor. Bu sefil, yarı çıplak adamı gören nedimeler kaçışıyor ama Nausikaa onda bir soyluluk olduğunu seziyor. Odysseus da güzelliğine vurulduğu prensese her şeyi anlatıyor. Bölüm bunlara inanan Nausikaa’nın onu saraya götürmesi ve ailesinin Odysseus’u İthaka’ya uğurlaması ile bitiyor. Çok fazla bir aksiyon yok yani, Ulysses’de de öyle. Şemalara geçelim.
Zaman: 20:00-21:00
Sahne: Kayalar (Sandymouth Kumsalı)
Organ: Gözler, Burun
Sanat: Resim
Renk: Gri/Mavi
Simge: Bakire (Linati’de Mastürbasyon, Dişilik ve İkiyüzlülük)
Teknik: Kabarma, Sönümlenme – Tumescence / detumescence (Linati’de Gerilemesel İlerleme- Retrogressive progression)
Anlam: Yansıtılmış Serap

3’üncü bölüm Proteus’daki gibi Sandymouth kumsalındayız yine, bu sefer Bloom’la ama. Kikloplardan bu yana 2 saat geçmiş. Bloom Cunningham ile birlikte Dignam’ların evine gidip eşiyle görüşmüş yardımla ilgili konularda. Şimdi de eve dönmeden önce biraz vakit geçirmek için (eve dönünce neyle karşılaşacağını bilmediğinden belki) ve soluklanmak için sahile gelmiş.
Bölümün başında anlayamıyoruz bunu tabii. Üçüncü tekil şahıs anlatıcı tamamen farklı bir yere yoğunlaşmış, Bloom’u bile fark etmiyoruz uzun bir süre. Bölümün isminden ya da şemalardan feminen bir şeyler olduğunu anlayabilirsiniz bir parça. O maskulin Kikloplar’dan sonra daha kadınsı bir bölümdeyiz evet. İki kısımdan oluşuyor bu bölüm ilk önce sahilde oturan üç genç kız ve üç çocuk üzerine düşüyor kamera. Bir iki sayfa sonra bunlardan biri olan Gerty öne çıkıyor ve bildiğimiz anlatıma geçiyor yine. Ulysses’de ilk defa bir kadının bilincine giriyoruz buralarda. Molly Bloom gözünden anlatılan kitabın son bölümüne bir hazırlık belki de. İlk kısım -şemalarda belirtilen kabarma kısmı herhalde- Gerty’nin gözünden işleniyor genel olarak.

Aslında Gerty ile ilgili olduğunu söylediğimiz bu kısımda dil farklılık gösteriyor biraz. Zaten daha önce de alışmıştık karakterler değişince anlatıcının da huy değiştirmesine. Ama burada daha çok dönemin romantik kitapları (Harlequin o zamanlar da varmış:) ve popüler kadın dergilerinin dili kullanılmış özellikle. Bu stereotip üslup seçimi nedeniyle Joyce’u eleştirenler olduğu gibi, her şeyin Bloom’un kafasında olduğunu söyleyenler bile mevcut. Hatta bölümün anlamı da bu savı destekler nitelikte. Gerty’nin bilinçakışının kitabın diğer kısımlarından farklı olarak 3.tekil şahıs tarafından verilmesi de ayrı bir konu. Bu bana pek olası görünmemekle birlikte, kitabın Molly bölümüne gelene kadar Joyce’un kadınlarla ilgili görüşlerinde bir önyargıya varmamak gerektiğini düşünüyorum genel olarak. En azından şu ana kadar okuduğumuz kadarıyla bir çok klasik dönem erkek yazarına göre oldukça ılımlı bu konuda.

Evet, ilk kısım tamamlanıp anlatım Gerty’den Bloom’a kayınca biz de klasik anlatıcı ve bilincimize dönüyüz. Hatta bilinç akışı diğer bölümlere nazaran öne çıkıyor burada Bloom’un gevşemesi nedeniyle herhalde. Klasik Bloom bir süre daha oturup çeşitli şeyleri düşünüyor ve bitiyor bölüm. Gerçekten de fazla bir aksiyon yok kısımlar arasındaki geçişi saymazsak. Geçiş kısmında bölümün simgelerinden biri olan mastürbasyon havai fişek gösterisi üzerinden veriliyor okura. Çıplak Silah serisini izleyen varsa sevişme sahnelerini hatırlasın, öyle genel olarak. Zaten Nausikaa’nın kitabın basıldıktan sonra bir çok ülkede yasaklanmasına sebep olan bölüm olduğu biliniyor.

“Yaz akşamı dünyayı esrarengiz kucaklamasıyla sarmalamaya başlamıştı.” cümlesiyle başlıyor bölüm. Ulysses’de bölümlerin ilk cümlelerinin bölümün genel tarzı hakkında bir şeyler anlattığını okudum bu hafta. Bu giriş de narin bir bölüme hazırlıyor bizi . Cissy Caffrey, ikiz küçük kardeşleri Tommy ve Jack, Edy Boardman, kardeşi bebek Boardman ve sonradan kadraja giren Gerty ile beraberiz. Çocukların didişmesinden sonra Gerty’nin klasik güzelliğini, kıyafetlerini, kullandığı makyaj makzemelerini vb. dinliyoruz uzun bir süre anlatıcıdan. Kızın yaşamı, ilişkisi, hayalleri işleniyor bu süre zarfında olabildiğince klişe bir dille. Gerty her genç kız gibi beyaz atlı prensini bekliyor, ama olgun bir adamla kendini sağlama alabilecek bir evliliğe de karşı değil. Bu arada yakındaki Denizin Yıldızı kilisesinden Bakire Meryem’le ilgili vaaz sesleri yükseliyor, bizim camiler gibi dışarı veriyorlar herhalde hoparlörden her şeyi.

Bir süre sonra Bloom’u fark ediyoruz ilerde. Gerty’de gözleri. Bir ara top ona doğru geliyor, beceriksiz bir şekilde atmaya çalışıyor topu geri. Adamın farklı birisi, bir yabancı olduğunu görüyor Gerty ve bu daha çok ilgisini çekiyor. O da dikkatle izlemeye başlıyor Bay Bloom’u. Merak ediyor tabii adamı. Bir süre sonra çocuklardan sıkılıyor. Saati soruyor, Grubun en dışa dönüğü Cissy, oradaki adama koşarak saati soruyor. Ne yazık ki Bloom’un saati tam dört buçukta durmuş. Hava kararmaya başladığı için sekizi geçiyor herhalde, diyor kıza.

Şansa havai fişekler diğerleri kalkıyor izlemeye gidiyorlar, Gerty orada hala, Bloom’u tahrik ettiğini fark ediyor , biraz daha dikkatsiz davranıp Bloom’u mutlu ediyor, Bloom da cebindeki eliyle rahatlatıyor kendisini, havai fişekler ve kilise vaazıyla paralel olarak.
Bloom’un gözlerinin kaydığını gören güzelliğinin farkındaki Gerty, diğer kızların kendisini çaığırdıklarını duyuyor. Bloom’a son bir bakış atıp kalkarak uzaklaşıyor, bir daha görüp göremeyeceğini merak ederek adamı. Bloom da kızın topalladığını fark ediyor o anda.
Bloom’dayız tekrar, kızı düşünüyor sonra da tüm kadınları. Adet periyotlarından, kendi kızının arkadaşlarına kadar geziniyor kafasında. Sonra kadınları etkileme yöntemleri üzerine düşünüyor biraz. Martha geliyor aklına, belki de o da bu kadındır diye düşünüyor. Saatinin neden tam 16:30‘da durduğu takılıyor aklına sonra. Acaba bir şeyler mi anlatmak istiyor Bloom’a? Boylan’la Molly’nin manyetik çekimi üzerine bolca kafa patlatıyor üstüne bulaşmış pisliği temizlerken. Kadın acaba fark etmiş midir diye şüpheye düşüyor, sonra kadınların her şeyden haberdar olduğunu düşünüyor.
Kadının parfümünün kokusunu alınca diğer kokuları hatırlıyor, Molly’nin özellikle. Bu kadının nasıl bir anne olacağını düşünüyor. Gördüğü bir adam başka düşüncelere sevk ediyor Bloom’u. Cenazedeki yağmurluklu adam, Pub’daki yurttaş, Bayan Dignam, bir gece önceki rüyası. Hayır, eve gitmeye hazır değil daha.
Son olarak bir not bırakmak istiyor Gerty’e. Kumlara ”BEN BİR” yazdıktan sonra olayın anlamsızlığını anlıyor. Kısa bir süre kestirmek istiyor ama son olarak duyduğu Kilise papazının evinden gelen Guguklu saat sesi.
Bu bölümü de döneme ait bir yaz şarkısıyla bitirelim. 14. Bölüm’de görüşürüz.
Merhaba.. Ulysses’i sizin bir adım arkanızdan okuyorum. 12. bölümü şimdi bitirdim. Okumayı ve yorumlamayı bırakacaksınız diye ödüm kopuyor çünkü sizin sayenizde bir şeyler anlıyorum 😀 teşekkür etmek istedim 🙏🏻
BeğenBeğen
Rica ederim, elimden geldiğince tamamlamaya çalışıyorum – bu kez bitireceğimi umuyorum. Yarısını geçtik en azından:)
BeğenBeğen
[…] BÖLÜM-WANDERİNG ROCKSON BİRİNCİ BÖLÜM-SİRENLERON İKİNCİ BÖLÜM-KİKLOPLARON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM – NAUSİKAAON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM-GÜNEŞİN ÖKÜZLERİON BEŞİNCİ BÖLÜM-KİRKEON ALTINCI […]
BeğenBeğen