Kalabalıkların şehri, rüyalarla dolu.
Güpegündüz hayaletler yolculara bulaşır
Her yerinde gizem, sanki bir ağacın özsuyu
Güçlü bir devin damarlarında dolaşır.
Bir sabah, her nasılsa, kasvetli bir sokakta,
Sisin boylarını büyüttüğü evler andırıyor
İki iskeleyi, yükselmiş bir nehrin kıyısında.
Ve işte, sahne de bir aktörün ruhuna benziyor
Kirli sarı bir sis taşıyor dört bir yana doğru.
İzliyorum, bir kahraman gibi zorlayarak sinirlerimi
Ve inandırmaya çalışıyorum şimdiden yorulmuş ruhumu,
Ağır çöp arabalarıyla sarsılıyorken banliyö caddeleri
Aniden yağmurlu gökyüzü kadar sarı
Yırtık pırtık kıyafetiyle yaşlı bir bunak,
Ve herkesten sadaka toplayabilecek siması,
Gözlerindeki fesat parıltıya aldırmazsak
Belirdi yanımda. Söylenebilir bakışlarının
Bileylenmiş kırağı, gözbebekleri inse kin dolu,
Ve bir kılıç kadar sert, karışık sakallarının
Yahuda’nınkiler gibi sivri olduğu
Kambur değildi, kırıktı sanki, omurgası
Bacaklarıyla tam bir dik açı oluştuyordu
Bir de resmi tamamlayan sopası
O sarsak yürüyüşüyle ona şeklini veriyordu
Sakat bir dörtayaklının ya da üç ayaklı bir yahudinin.
Yürüyordu topallayarak onca karda çamurda
Sanki ayaklarının altında kemikleri vardı ölülerin
Kayıtsız değil de düşmanca bir tavrı vardı dünyaya
Arkasında aynısı: Sakal, göz, sırt, sopa, elbiseler
Ayıracak hiçbir çizgi yok, aynı cehennemden kaçmış,
Bu yüzyıllık ikiz ve bu barok hayaletler
Aynı adımlarla bilinmeyen bir şeye yürüyorlarmış.
Nasıl alçak bir oyun oynanıyordu bana?
Nasıl kötü bir şans dalga geçiyordu benimle?
Saydım çünkü yedi kez, dakika dakika
Bu lanetli ihtiyar çoğalıyordu her seferinde
Şunu anlaması gerek, çaresizliğime gülen,
Ya da bu kardeşçe ürpertiyi hissedemeyenlerin;
Bunca yaşlılığa, bunca çöküşe rağmen,
Ebedi bir görünüşleri vardı bu yedi hilkat garibesinin
Ölmeden seyredebilir miydim, sekizinciyi
Kendisinin oğlu ve babası, iğrenç Anka,
İronik ve ölümcül, o merhametsiz taklitçiyi?
- Ama hayır, sırtımı döndüm bu cehennem alayına
Her şeyi çift gören bir ayyaş gibi usanmış
Geri döndüm, kapımı kilitledim, dehşet içinde
Hasta ve korkmuş, zihnim ateşli ve karışmış
Gizem ve saçmalık tarafından yaralanmış bir halde
Beyhude mantığım dümeni ele almaya çalışsa da
Fırtınanın oyunu engel oldu tüm girişimlerine
Ve ruhum dans etti, direksiz yaşlı bir mavna
Dans etti korkunç sonu olmayan denizde.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili
[…] [20] C.Baudilaire – Yedi Yaşlı Adam […]
BeğenBeğen