Başka Bir Çeviri – Çorak Ülke (II) – T.S.Eliot

Bir Satranç Partisi

Mermerleri parlatılmış, yaldızlı bir taht gibi [1]

Bir koltukta oturuyor kadın,

Aralarından bir Cupidon’un [2]etrafı dikizlediği

(Ve başka birinin de kanatlarıyla yüzünü sakladığı)

Üzüm dolu sarmaşıklardan oluşan kaidelerin arasında;

Saten çantalardaki zenginlikler içinden dökülen 

Mücevherlerin yükselen parıltısının karşıladığı

Masanın üstünde ışıldayan yedi kollu şamdanın

Işığını katlayan bir aynanın karşısında.

Kadının tıpasız, fildişi ve renkli cam şişelerde

Saklanan krem, toz veya sıvı,

Garip sentetik parfümleri,

Rahatsız etti, şaşırttı ve kokunun içinde boğdu[3] duyuları,

Yükseldi şişelerinden, pencereden tazelenen havayla

Ve semirtti ne zamandır yanan mumların alevlerini,

Savurarak dumanlarını taa Laquearia’ya[4],

Karıştırdı tavan süslemelerinin desenlerini.

Büyük bir deniz ağacı, bakıra doymuş,

Yeşil ve turuncuyla yakılmış, renkli taşlarla çevrili.

İçindeki üzgün ışıkta yüzüyor bir yunus, tahtaya oyulmuş.

Tarihi şöminenin üstünde

Güya  bir pencereden görünen şu Orman Sahnesi

Barbar Kral yüzünden,  Filomela[5] değişmeye

kabaca zorlanmış, yine de bülbül

Bozulmaz sesi ile doldurmuştu tüm çölü

Ve hala bağırıyor ve hala dünya  peşinden koşuyor,

 “Cik cik”[6]sesiyle kirli kulaklara.

Ve duvarlarda anlatılan diğer soluk zaman kalıntıları,

O dik dik bakan suretler, öne arkaya eğilerek,

Susturarak kapatıyorlardı odayı çepeçevre.

Merdivenlerde ayak sürüme sesleri

Ateşin ışığının altında, fırçanın altında kadının saçları

Açılıyordu akkor uçlarıyla

Alevden kelimelere dönüştü, sonra vahşice hareketsiz kalacaktı

“Sinirlerim bozuk bu-gece. Evet, kötüyüm. Benimle kal.

“Konuş benimle. Neden hiç konuşmuyorsun. Konuş

“Neyi düşüyorsun? Ne düşünmek? Ne?

“Hiçbir zaman ne düşündüğünü bilmiyorum. Düşün”    

Sanırım fare geçidindeyiz.[7]

Hani şu ölü adamların kemiklerini yitirdiği yerde

“Bu gürültü de ne?

                               Kapının altındaki rüzgar[8]

“Peki şimdi ne bu gürültü? Ne yapıyor rüzgar?                 

                               Hiçbir şey tekrar hiçbir şey

“Hiçbir şeyi bilmez misin? Hiçbir şeyi görmez misin? Hiçbir şeyi hatırlamaz mısın?

                               Hatırlarım,

                                               Onlar, bir zamanlar onun gözleri olan inciler.[9]

“Hayatta mısın, değil mi? Hiçbir şey yok mu aklında?

                               Ama

Oooo Shakespeare Şamatası[10]

Ne kadar ince

Ne kadar zekice

“Ne yapmam lazım şimdi? Ne yapmam lazım?

Olduğum gibi fırlamalı ve caddede gezmeliyim

Böyle dağınık saçlarımla, yarın ne yapmalıyız?

Bundan sonra ne yapmalıyız?

                               Sıcak su 10’da.[11]

Ve yağmur yağarsa 4’de kapalı bir araba.

Ve bir satranç partisi[12] yapabiliriz.

Kapaksız gözlerimizi kısarak ve kapının vurulmasını bekleyerek.

Lil’in kocası terhis edildiğinde dedim ki

Kelimelerimi sakınmadan, açık seçik dedim ki ona

“ BİRAZ ÇABUK LÜTFEN, KAPATIYORUZ

Artık Albert dönüyor, senin de devşirmen lazım aklını başına

Bilmek isteyecek ne yaptığını

Ağzını düzelttirmen  için sana bıraktığı parayla,

Oradaydım biliyorum,” Hepsini çektir Lİl” dedi

Yeni bir takım yaptır. Vallahi dayanamıyorum sana bakmaya”

“Al benden de o kadar” dedim “Zavallı Albert’i düşün bir,

Dört yıldır ordudaydı, iyi vakit geçirmek ister,

Ve sen vermezsen ona istediğini, verecek başkaları var” dedim

“Var mıdır gerçekten?” dedi, “Onun gibi bir şey” dedim

“O zaman kime teşekkür edeceğimi biliyorum “dedi dik bir bakarak

“ BİRAZ ÇABUK LÜTFEN, KAPATIYORUZ

Hoşlanmadıysan bile dayanabilirsin “dedim

“Sen yapamazsan diğerleri seçip kapar onu

Ama Albert giderse, söylemedim deme sakın

Utanmalısın, ninem gibi göründüğün için” dedim

(Ve daha otuz birindeydi)

“Olmuyor” dedi suratı bir karış asık

“Haplardan hep” dedi “Düşük için aldığım”

(Şimdiden beş çocuk, küçük George da ölecekti nerdeyse)

“Eczacı iyileşeceksin dedi, ama eski halini unut.”

“Tam bir aptalsın” dedim

“Albert rahat bırakmazsa seni, ne olacak sonra?

Hem çocuk istemiyorsan niye evlendin ki?

 BİRAZ ÇABUK LÜTFEN, KAPATIYORUZ

Sonra o Pazar, Albert döndü eve, akşama sıcak bir domuz budu

Beni de çağırdılar yemeğe, tatmam için o güzel sıcak –

BİRAZ ÇABUK LÜTFEN, KAPATIYORUZ

BİRAZ ÇABUK LÜTFEN, KAPATIYORUZ

İygeceler  Bill, İygeceler  Lou, İygeceler  May, İygeceler 

Ta ta. İygeceler, İygeceler

İyi geceler, hanımlar, iyi geceler, tatlı hanımlar, iyi gecleer, iyi geceler[13]


[1]  Antonius ile Cleopatra W.Shakespeare  (Cleopatr’nın tahtı)

[2]  Küçük Cupid (Eros) figürü

[3] Suda boğulma şiir boyunca tekrarlanan bir tema

[4] Aeneis’de geçen süslü panel tavan. Dido’nun Aeneaas için düzenlediği şçlende anlatılıyor.

[5] Ovidius- Dönüşümler. Trakya Kralı Tereus baldızı Filameli’ye tecavüz ederek dilini keser. Daha sonra Filomeli bülbüle dönüşür.

[6] “Jug Jug” Bülbül Sesi – seks?

[7] Eliot’un notu Bkz.3.bölüm 195.dize

[8] Webster’ın “The Devil’s Law Case”ine gönderme – “Rüzgar o Kapıda mı hala?”

[9] W.Shakepeare-Tempest- İlk bölümde de geçiyor

[10] O o o o  Hamlet’in son tiradında geçiyor . “O o o o Hamlet again”

[11] Seks? Çay?

[12]  Başlık – Thomas Middleton’ım “Women Beware Women “oyunundan

[13] W.Shakespeare- Hamlet (Ophelia’nın son sözleri)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s