Bir Satranç Partisi
Mermerleri parlatılmış, yaldızlı bir taht gibi [1]
Bir koltukta oturuyor kadın,
Aralarından bir Cupidon’un [2]etrafı dikizlediği
(Ve başka birinin de kanatlarıyla yüzünü sakladığı)
Üzüm dolu sarmaşıklardan oluşan kaidelerin arasında;
Saten çantalardaki zenginlikler içinden dökülen
Mücevherlerin yükselen parıltısının karşıladığı
Masanın üstünde ışıldayan yedi kollu şamdanın
Işığını katlayan bir aynanın karşısında.
Kadının tıpasız, fildişi ve renkli cam şişelerde
Saklanan krem, toz veya sıvı,
Garip sentetik parfümleri,
Rahatsız etti, şaşırttı ve kokunun içinde boğdu[3] duyuları,
Yükseldi şişelerinden, pencereden tazelenen havayla
Ve semirtti ne zamandır yanan mumların alevlerini,
Savurarak dumanlarını taa Laquearia’ya[4],
Karıştırdı tavan süslemelerinin desenlerini.
Büyük bir deniz ağacı, bakıra doymuş,
Yeşil ve turuncuyla yakılmış, renkli taşlarla çevrili.
İçindeki üzgün ışıkta yüzüyor bir yunus, tahtaya oyulmuş.
Tarihi şöminenin üstünde
Güya bir pencereden görünen şu Orman Sahnesi
Barbar Kral yüzünden, Filomela[5] değişmeye
kabaca zorlanmış, yine de bülbül
Bozulmaz sesi ile doldurmuştu tüm çölü
Ve hala bağırıyor ve hala dünya peşinden koşuyor,
“Cik cik”[6]sesiyle kirli kulaklara.
Ve duvarlarda anlatılan diğer soluk zaman kalıntıları,
O dik dik bakan suretler, öne arkaya eğilerek,
Susturarak kapatıyorlardı odayı çepeçevre.
Merdivenlerde ayak sürüme sesleri
Ateşin ışığının altında, fırçanın altında kadının saçları
Açılıyordu akkor uçlarıyla
Alevden kelimelere dönüştü, sonra vahşice hareketsiz kalacaktı
“Sinirlerim bozuk bu-gece. Evet, kötüyüm. Benimle kal.
“Konuş benimle. Neden hiç konuşmuyorsun. Konuş
“Neyi düşüyorsun? Ne düşünmek? Ne?
“Hiçbir zaman ne düşündüğünü bilmiyorum. Düşün”
Sanırım fare geçidindeyiz.[7]
Hani şu ölü adamların kemiklerini yitirdiği yerde
“Bu gürültü de ne?
Kapının altındaki rüzgar[8]
“Peki şimdi ne bu gürültü? Ne yapıyor rüzgar?
Hiçbir şey tekrar hiçbir şey
“Hiçbir şeyi bilmez misin? Hiçbir şeyi görmez misin? Hiçbir şeyi hatırlamaz mısın?
Hatırlarım,
Onlar, bir zamanlar onun gözleri olan inciler.[9]
“Hayatta mısın, değil mi? Hiçbir şey yok mu aklında?
Ama
Oooo Shakespeare Şamatası[10]
Ne kadar ince
Ne kadar zekice
“Ne yapmam lazım şimdi? Ne yapmam lazım?
Olduğum gibi fırlamalı ve caddede gezmeliyim
Böyle dağınık saçlarımla, yarın ne yapmalıyız?
Bundan sonra ne yapmalıyız?
Sıcak su 10’da.[11]
Ve yağmur yağarsa 4’de kapalı bir araba.
Ve bir satranç partisi[12] yapabiliriz.
Kapaksız gözlerimizi kısarak ve kapının vurulmasını bekleyerek.
Lil’in kocası terhis edildiğinde dedim ki
Kelimelerimi sakınmadan, açık seçik dedim ki ona
“ BİRAZ ÇABUK LÜTFEN, KAPATIYORUZ
Artık Albert dönüyor, senin de devşirmen lazım aklını başına
Bilmek isteyecek ne yaptığını
Ağzını düzelttirmen için sana bıraktığı parayla,
Oradaydım biliyorum,” Hepsini çektir Lİl” dedi
Yeni bir takım yaptır. Vallahi dayanamıyorum sana bakmaya”
“Al benden de o kadar” dedim “Zavallı Albert’i düşün bir,
Dört yıldır ordudaydı, iyi vakit geçirmek ister,
Ve sen vermezsen ona istediğini, verecek başkaları var” dedim
“Var mıdır gerçekten?” dedi, “Onun gibi bir şey” dedim
“O zaman kime teşekkür edeceğimi biliyorum “dedi dik bir bakarak
“ BİRAZ ÇABUK LÜTFEN, KAPATIYORUZ
Hoşlanmadıysan bile dayanabilirsin “dedim
“Sen yapamazsan diğerleri seçip kapar onu
Ama Albert giderse, söylemedim deme sakın
Utanmalısın, ninem gibi göründüğün için” dedim
(Ve daha otuz birindeydi)
“Olmuyor” dedi suratı bir karış asık
“Haplardan hep” dedi “Düşük için aldığım”
(Şimdiden beş çocuk, küçük George da ölecekti nerdeyse)
“Eczacı iyileşeceksin dedi, ama eski halini unut.”
“Tam bir aptalsın” dedim
“Albert rahat bırakmazsa seni, ne olacak sonra?
Hem çocuk istemiyorsan niye evlendin ki?
BİRAZ ÇABUK LÜTFEN, KAPATIYORUZ
Sonra o Pazar, Albert döndü eve, akşama sıcak bir domuz budu
Beni de çağırdılar yemeğe, tatmam için o güzel sıcak –
BİRAZ ÇABUK LÜTFEN, KAPATIYORUZ
BİRAZ ÇABUK LÜTFEN, KAPATIYORUZ
İygeceler Bill, İygeceler Lou, İygeceler May, İygeceler
Ta ta. İygeceler, İygeceler
İyi geceler, hanımlar, iyi geceler, tatlı hanımlar, iyi gecleer, iyi geceler[13]
[1] Antonius ile Cleopatra W.Shakespeare (Cleopatr’nın tahtı)
[2] Küçük Cupid (Eros) figürü
[3] Suda boğulma şiir boyunca tekrarlanan bir tema
[4] Aeneis’de geçen süslü panel tavan. Dido’nun Aeneaas için düzenlediği şçlende anlatılıyor.
[5] Ovidius- Dönüşümler. Trakya Kralı Tereus baldızı Filameli’ye tecavüz ederek dilini keser. Daha sonra Filomeli bülbüle dönüşür.
[6] “Jug Jug” Bülbül Sesi – seks?
[7] Eliot’un notu Bkz.3.bölüm 195.dize
[8] Webster’ın “The Devil’s Law Case”ine gönderme – “Rüzgar o Kapıda mı hala?”
[9] W.Shakepeare-Tempest- İlk bölümde de geçiyor
[10] O o o o Hamlet’in son tiradında geçiyor . “O o o o Hamlet again”
[11] Seks? Çay?
[12] Başlık – Thomas Middleton’ım “Women Beware Women “oyunundan
[13] W.Shakespeare- Hamlet (Ophelia’nın son sözleri)