ne oldu, ne olabilirdi, nereye gidiyor?

ne oldu, ne olabilirdi, nereye gidiyor? 
kaç kişiyi öldürebildin henüz?
kaç göz gördü bütün bu odaları?
ya bu adam, bütün cezirlere rağmen?
fırtına hikayeleriydi dolaşan
en baştan, en sondan beri.
sokaktaki şeylerin sesleri,
kafka'mıyım yoksa oppenheimer mi?
suçlayabilir miyim kendimi,
suçlayabilir misin beni
tüm o döğüş, o dalgalardan sonra?
kimse bilmiyor ne kadar içtiğimi
kimse bilmiyor kimin kimi sevdiğini.
cennette yapılan, dünyaya atılan
cehennemlik dölütleriz biz.
kötülüğün en doğal hali
yaratanın -e hali
cıvaya bezenmiş iyimserliğimiz,
vatan, millet, sakarya kalmamış
maviye çalan bir alev yükseliyor
zehirli bir ağacın hayalini koparıyorum
meyveler düşüyor aklıma teker teker
rüzgar var hala
kafka'yım biliyorum, yok etmedim hiç 
yaşlandım ama bırakmadım sevmeyi
dönmedim arkamı ona uzakta olsa da
kalkmadım da ama ayağa
nesnelerin sesleri, şarkıların eti
tek bir sureti, nasıl olursa olsun
dumanların arasında
ya da küllerin içinde gördüğün
pişman olmayacağım demiştim en baştan
küçük insanlardan sadece biriyim ben
aklı kalbinde, kaşları hafif kalkık
uzaktan bakmak gerek belki bir parça
durup düşünmek, vakit geçirmek
aşık olmak, sevişmek, düşmek
devam etmek gerek galiba yaşamak için
rüya görmek gerek ya da oppenheimer gibi
her şeyin bitmediği mükemmel köşeler
bu gece böyle geceleri görmek lazım
mavi gölgelerle, sarı bağırışlar
çikolata dolu piramitler
ölüm dolu olmayan piramitler
şiddet dolu olmayan şarkılar
sus artık truman, dinlemiyor seni kimse
aşk istiyorum ben, biraz da klişe
başını sallayan küçük bir kuş
yalnız başına parlayan yıldız
dünyayı durduran bir süper kahraman
şaşırmadan sarmalandığım bir gece
koklayabildiğim, içime çekebildiğim 
hesap kitap gerektirmeyen
bir aşk, biraz da klişe.
hayaletlerle dolu bir ev
rakamlarla dolu bir koca oda
çemberlerle dolu bir ömür
dönüp duruyoruz olması gerektiği gibi
herkesin bildiği yalanların etrafında
tek bir gerçek var ama hayatlarımızda
hiç bir zaman bilemediğimiz
öğrenmeyi hiç istemediğimiz
yoksa bırakıp gideceğimiz
delirmemek için o zaman
yapacak tek şey dönüp durmak, 
dönüp durmak, dönüp durmak,
kafamızda sonsuz sorular
ne oldu, ne olabilirdi, nereye gidiyor? 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s