– Derdin ne , niye anlatmıyorsun bana hiç bir şeyi
– Bir şeyim yok, biliyorsun her şeyi zaten
– Nasıl bir şeyin yok, daha yeni bırakmadın mı onu?
– Bırakamadım da bıraktım gibi karışık
– Nasıl karışık?
– Öyle işte, zorlama
– Hep karışık mı olacak hayatın senim?
– Senin sanki çok normal?
– Haliyle, sen bakıyorsun bana sadece artık
– Kimi tercih ederdiniz lordum?
– Hemen cıvıma, üzgünsün biliyorum
– İşine geliyor herhalde yüzüme vurmak herşeyi
– Benim olayım o diyeceğim, gülmeyeceksin
– Neyse boşver, bir şeyim yok benim
– Eskiden de anlatmazdın insanlara hiç bir şeyi, ama bana dökerdin içini
– Anlatacak bir şey yok diyorum, anlamıyor musun?
– Seni en iyi ben anlıyorum , her zaman
– Sen öyle san
– Öyle zaten
– Hiç anlamadın ki sen beni, onunlayken mutluyum sandın hep
– Öyleydin, gözlerinden okunuyordu
– Değildim hiç, benim öyle bir halim olmadı hiçbir dönemimde hayatımın
– Kendini kandıramayacağın gibi beni de kandıramazsın
– Ben hep kandırdım herkesi, onu, seni, kendimi
– Sanmıyorum
– Şu anda herhangi bir şey hissetmiyorum hiç gerçekten
– O sağ gözünün alt köşesinde olan şey yaş değil mi peki?
– Hep oldu ki benim gözerimde yaş, başka bir yöntem kendimi kandırmak için
– O zaman suratındaki keder de yalan
– Her zamanki halim benim, her sabah sana bakıp güne göre surat bulmuyorum sanki?
– O sabah sersemliğini sevmiyorum evet, uyanamamış halini, tepkisiz
– Uyanamamış mı sadece sence o?
– Öyle olması lazım , normalde öyle olmazsın ki sen hiç
– Aslında benim tek normal halim o sabahları gördüğün
– Kendimi kandırıyorum diyorsun ya, şu anda öyle yapıyorsun sen
– Ne anlarsın ki, benden başka kaç kişi gördün şu dünyada. Sadece 4-5 kısa dönem hayat parçası
– Bir tane de kedi vardı
– Evet, bir tane de kedi. Bu halinle nasıl ahkam kesebiliyorsun anlamıyorum
– Sen istediğin kadar inkar et, senin nasıl birisi olduğunu biliyorum. Senin aksine, kandırılmam sadece kırılırım ben.
– Ben de kandırıyorum insanları, kaç kere söyleyeceğim sana?
– Hayır, bu aptal suratı biliyorum. O yaşlı gözler , bükük dudaklar. çökmüş şeyler- avurt mu ne diyorsanız? Sen kandırılan oldun çoğunlukla. Ben bile bazen mutlu olman için küçük oyunlar oynadım
– Tamam, kapatalım bu konuyu artık, yoksa nereye varacağını biliyorsun.
– Hiç fark etmez sonuçta silahın da kaderi patlamak.
– Hepiniz eninde sonunda kırılırsınız değil mi?
– Sizin gibi
– Peki
(Kırılma sesi)
(Bu kez içerden ses gelmez)