İkinci kısma hoş geldiniz. Hatırlayamayanlar için “Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap”a belli bir sistem dahilinde seçtiklerimi “TEMBELLER” için değerlendirmeye başlamıştım geçen yazıda. Burada da devam ediyorum vakit kaybetmeden (gerçekte epey kaybettim ama). Bu kez 102. sayfadan başlamayacağım ama. Tarihler biraz oynasın diye 50’lere gideceğim. Bundan sonra da elimden geldiğince karışık (hatta random sayı üreteciyle)… Continue reading Tembeller İçin 1001 Kitap (Henüz Ölmeden) – 2
Kategori: Genel
Mein Kampf Hakkında – George Orwell (1940)
Mart 1940, İkinci Dünya Savaşı henüz başlamış. Orwell İspanya İç Savaşındaki mağlubiyeten sonra İngiltere'ye kaçabilmiş. Tribune dergisinde yazmaya yeni başlamış. İşte o günlerde yazdığı bir kitap eleştirisi yazarın o zamanlar Hitler'in yanında olan Stalin'den çok daha öngörülü olduğunu ortaya koyuyor. Orijinal metin linkte, çevirisi ise aşağıda. "Mein Kampf’ın İncelemesi - Adolf Hitler Hurst ve Blackett’in… Continue reading Mein Kampf Hakkında – George Orwell (1940)
Ellerinde Bir Şey Vardı
Bütün gözler üzerindeSuçlayan, sorgulayan, kararanArdında müphem bir savaşın izleriKapatınca gök mavisi gözleriniKaderin bıraktığı yaralar topraktanAlana kadar vurmuş belliAdı çağlıyor birden bütün dillerdeKorkuyor gizi çözülmüş gibi Bir şey çıkmıyor dudaklarından Bir iki dakika daha olsaydı keşkeÜç beş fazla el daha kalksaİnsanlığın elleri her şeyi yıkanEn doğru zamanı beklemeliydi belkiAy tam tepede, umut yok çocuklardanAv tam karşısındaydı… Continue reading Ellerinde Bir Şey Vardı
Tembeller İçin 1001 Kitap (Henüz Ölmeden) – 1
Evet, içimde ukde olmuş bir diziye başlıyorum nihayet. 1001 serisini hepiniz bilirsiniz. Hani ölmeden önce yapmamız gereken şeyleri biz bordro kölelerine büyük bir şevkle emreden şu kitap serisi. İşte ansiklopedilerle büyüyen her çocuk gibi kataloglanan şeylerin manyağı olan ben de bu kitapların bir kaçını temin etmiştim zamanında. Ve elbette ki ömrümün o kadar uzun olmayacağının… Continue reading Tembeller İçin 1001 Kitap (Henüz Ölmeden) – 1
Yazarken
Düşünüyor insan yazarken- gerçekten bunları benden başka okuyacak kimse var mı diye. Yani laedri olarak gönderebilirim tabii ki her daim dünyaya, ama benim altımda benimle alay etmeden okuyacak, benim yazdığımı bilecek… İşte burada duraksıyor insan. Etrafta başkaları da varken yazmak çok garip değil mi? Sanat sanat içinse yazmak da benim için sadece. Diğer herkesi, ıvır… Continue reading Yazarken
Kaybolan Şiir
Bir dosyam var benim, “Yeni metin belgesi” gibi (adı farklı sadece) . Biliyorum birçok kişinin vardır böyle takıntıları. Sonuçta daktiloyu bıraktı herkes, bilgisayara evrildik bir şekilde Belki de sadece ben, yazım kötü olduğu, çok kötü olduğu için belki de. Evrimle teselli ediyorum belki kendimi. Yazdığım şiirin silinmesini aptallığıma değil de evrime bağlamak daha çok tatmin… Continue reading Kaybolan Şiir
Kötü Baudilaire Taklitleri -01
Sıcak, karanlık, boş, Mezar ya da bambaşka bir ülke Başkalarının nefretlerinden oluşan Başkalarının gölgelerini soğuran Kapısı yok sadece ufak bir pencere Ara sıra baktığın, mavi gözlerin alevi Kalbinin elverdiği kadar ama Yemyeşil bir cehennem çünkü dışarısı Unuttuğun her şey , unutmak istediğin ya da O köprüdeki dans sahnesi Nehirde boğulman Sonra tekrar yaşaman tarihi tepetekalak… Continue reading Kötü Baudilaire Taklitleri -01
Bekliyorum
Bir ağacın dibine oturduğum geceyi hatırlıyorum, bir öyküdeki yara izini farkettiğim gece. Siyaha doğru düştüğüm başka bir gece sadece ısrarla yeşilin tonlarını gözüme sokmak isteyenler var oysa Bu sadece başka bir hikaye, basit aşka dair, yüce şeyleri içermeyen ya da olabildiğince yüce olan Ceviz incir ağaçlar unutur. Rüzgar oysa, oradan buraya aktarır sevdalıların şarkılarını. İngilizce,… Continue reading Bekliyorum
Kötülük Üzerine Bir Deneme
Madem Eagleton yapmış ben de yapacağım diye atlıyorum hemen. Benim ondan neyim eksik değil mi Oxford’da profesörlük seviyesinde birkaç dalda uzmanlık ya da birkaç kürsü, ukala ukala konuştuğu bir çok kitap ya da .. neyse yani Kenan Evren modunda ben de çizerim diyorum ve giriyorum ben de kötülüğe. “Edebiyat nasıl okunur?”muş, sana mı soracağım nasıl… Continue reading Kötülük Üzerine Bir Deneme
Inferno-1 (Demek İlahi Komedya’yı da Okumaya Niyetlendin!)
Nel mezzo del cammin di nostra vitami ritrovai per una selva oscura,ché la diritta via era smarrita. Yaşam yolumuzun ortasında karanlık bir ormanda buldum kendimi, çünkü doğru yol yitmişti Böyle çevirmiş Cehennem’in (Inferno) ilk kantosunun ilk üçlüğünü Rekin Teksoy. Evet, başlıyoruz İlahi Komedyaya. Inferno –Cehennem. Tom Hanks’in oynadığı Yerebatan sarnıcının da olduğu sıkıcı filmi seyrettiyseniz… Continue reading Inferno-1 (Demek İlahi Komedya’yı da Okumaya Niyetlendin!)








