Omuzları vardı önce
Çok fazla omzu
Üzerinde taşıdığı yaralar,
Onlar da fazlaydı
Tıpkı gözleri gibi
Tıpkı bir ekim sabahı Petersburg'da
Gözlerini kaparmış gibi
Neye inanacağını bilmiyordu
Yaralar canını yakıyordu
Hayat canını sıkıyordu
Bir silah, bir silah verseydiler eline
Her şey istediği gibi olacaktı
Biri elini tutsa, soğuk ellerini
Her yere gidebilecekti sankl
Buradan başka ama
Ağırlaşıyordu gitgide yaralar
Çöküyordu çok omuzları
Önce soldaki, sonra sağdakiler
Ellerine baktı çok gözleriyle
Biliyordu her el ölümü görmek ister
Nasıl her kaptan sonsuzluğu beklerse
Birazdan öleceğini bilmesine rağmen
Peki ya her sabah gözlerini açtığında
Çok omuzları biraz daha çöktüğünde
Umut etmek, dua etmek mi tek yolu
Bir meteor kadar yalnız kalmamak
Kalacaksa da yanarak tükenmek
En dibe ulaşmadan daha
Hayat bir yolculuk
Hayal bir sapak
"Olumsuz hava koşulları nedeniyle"
Bekledi sonuna kadar o durakta
Gelmeyeceğini bile bile otobüsün
Çok güneş vardı çok gözlerini kamaştıran
Ağlamaya başladı
Elinde olan bir şey yoktu
Elleri bomboştu
Dünden kalan yükler
Yarına bırakılmış çaresizlikler
Elleri anlarla doluydu şimdi
Çok dakikalar, çok saniyeler
Düşüyordu ağladıkça parmaklarına
Yaraları da ağlıyordu artık
Omuzları akmaya başladı günün içine
Görmeye, takip etmeye çalıştı çok gözleriyle
Tıpkı bir temmuz akşamı Bastil'de
Gözlerini açar gibi hayata
Akıp gitti her şey uzak bir yer gibi
Anlar, saniyeler, dakikalar
Omuzlar, yaralar, ağırlıklar,
Bugünler, yarınlar, eskiden kalanlar
Çok olan ne varsa gelip geçti
Güneş de kaçtı ışıklarını toplayarak,
Tek başına kaldı hiç olmak istemediği yerde
Çok gözleriyle baktı durağa son bir çaba
Gece zalimdi ama, hapsetti onu uykuya
Otobüs geldi ondan sonra
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili