Her yerde saçma bir yağmur
Değişmeye çalışıyor dünya belki
Harcanmış ömürler cebinde
Göz yaşları düşüyor dört bir yandan
Canlıların, binaların, tanrıların
Ağlıyor her şey durduk yere
Hatıralar belki de yerde biriken
Onları da atıyor cebine
Zor iş tabii bu değişim
Emek gerek, heves gerek bir de kurban
Olmuyor öyle kollarını dolayıp
Ben bıktım sevgilim demekle
İntihar değil ki bu acısız olsun
Kırmızı, kıpkırmızı bir yol var
Geçilmesi gereken düştükten sonra
Bir hayat var yaşanması gereken
Olanca engeliyle
Dünya da olsan o koca cüssenle
Ve gerekmese de kimseye hesap vermen
Kolay değil değişmek
Bırakmak üstünde onca yaşayanı
Onca yaşanılanı geride
Ki arada aşıklar da olabilir yalnızların dışında
Onlara ne diyeceksin
Nasıl ıslatacaksın bekleyenleri
Nasıl dolduracaksın cebini masumlarla
Çok fazla düşünce var duvarlardan süzülen
Biliyorum söz vermedin kimseye
Geçiyor her şey sen istemeden etrafından
Kış, ilkbahar, hayaletler, ay,
Rayların üzerinde uçuşan karahindiba tanecikleri
Vivaldi'nin kırmızı kol düğmeleri
İnsanalr bir de bolca
Seni bırakmak isteyenler
Sana küfredip duranlar
Seni çocuk getirmeye layık görmeyenler
Her şey için seni suçlayanlar
Her fırsatta kafana vuranlar
Nereye gittiğini sanıyorsun sen dünya?
Neyi değiştireceksin ki?
O ceplerindeki anılar yeter mi ki
Seni haklı çıkarmaya?
Tarih mi savunacak seni
Yalanlara bulanmış, çamur içinde
Boşver bence, önemseme hiçbir şeyi
Boşver yağmurları
Boşver insanları
Vur dibine şişenin
Bana da koy hatta bir duble
İçelim kafamız bir dünya olana kadar
Dönelim zaman bitinceye kadar
Ondan sonra gideriz beraber
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili